TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

SULTAN IKINCI MURAD DÖNEM

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1SULTAN IKINCI MURAD DÖNEM Empty SULTAN IKINCI MURAD DÖNEM Paz Haz. 28, 2009 11:28 am

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

SULTAN IKINCI MURAD DÖNEM Bismi2


SULTAN IKINCI MURAD
DÖNEMI


1404 Haziran'inda Amasya'da dünyaya gelen Murad,
babasi Çelebi Sultan Mehmed (Birinci Mehmed)'in vefati üzerine daha 17 veya 18 yasinda
bir delikanli iken Osmanli tahtina geçip idareyi eline almak zorunda kaldi. Ileride de
temas edilip görülecegi gibi onun yönetimde bulundugu dönem, idarî, mülkî ve
hukukî mekanizmanin istikrarli bir sekilde intizam ve ahenkle yürüyen bir devir
olmustu. Bununla beraber hâlâ Timur âfetinden kalma ve islemekte bulunan bazi yaralarin
bulunduguna isaret etmek gerekir.


Yas bakimindan çocukluktan henüz çikmis olan
Ikinci Murad, hem savas sanatinda hem de siyasî deha ve anlayista çocukluktan çok
uzakti. Gerçekten henüz on iki yaslarinda iken Seyh Bedreddin Mahmud isyaninin
bastirilmasinda oynadigi önemli rol, babasi Çelebi Mehmed'in, oglunun yasina göre
vaktinden önce tahta çikabilecegini ve buna lâyik olabilecegini sezdigi
belirtilmektedir. Bunun için de hükümdar, oglunun, hükümdarlarin görmesi gereken
egitimden geçirilmesini istemis, veliahdin savaslar ve iktidarin zorluklari ile
karsilasmasini arzulamistir. Oglunun erken yaslarda tahta geçmesi, babasinin tasarilarina
da uygun düsüyordu. Genç yasi, yakisikliligi, iliskilerindeki zerafet ve nezaket,
gögüs gögüse olan savaslardaki mahareti, kendisinden daha yasli ve tecrübeli
savasçilar ile bilhassa vasisi durumundaki Bâyezid Pasa ile yaptigi tartismalarda son
derece yumusak basli davranmasi ve çocuksu görünüsüyle askerlerinin onu hem kalpten
sevmeleri, hem de kudretine saygi göstermeleri, Ikinci Murad'i ordunun yegane hâkimi
durumuna getirmisti. Babasinda görülen muntazam yüz hatlari, oldugu gibi ogluna da
geçmisti. Onun manevî etkisine yakisikliligindan ileri gelmis bir tesir de eklenmisti.
Velhasil, bir milletin, kendi basinda bulunan hükümdarda görmek istedigi, tabiatin taci
olan yakisiklilik, bütünüyle Ikinci Murad'da toplanmisti.


Sehzade Murad, 1410 yilina kadar Amasya sarayinda
kaldi. Sonra babasi Çelebi Mehmed ile Bursa'ya, 1413'te de Edirne'ye gitti. 12 yasina
girince Rum vilayeti beyligi ile Amasya'ya geldi. Amasya, Tokat, Sivas, Çorum ve Osmancik
bölgelerini içine alan Rum veya Danismendiye vilayeti, Osmanlilar'in dogu sinir vilayeti
olup o dönemlerde fevkalâde bir önemi haiz idi. Bu yüzden Osmanli sultani, sarktaki
gelismeleri çok dikkatle takip etmek zorunda idi. Çünkü burada, küçümsenmeyecek
miktarda Türkmen ve Mogol göçebeleri vardi. Bunlari, merkezin kontrolü altinda
tutabilmek pek kolay bir is degildi. Iste Çelebi Sultan Mehmed, büyük oglu Murad'i
lalasi Yörgüç Bey ile bu mühim vilayetin basina gönderiyordu. Tayininden bir yil
sonra Murad, idaresinde bulunan Amasya kuvvetleri ile Börklüce Mustafa isyanini
bastirmak üzere Saruhan ve Izmir taraflarina hareket emrini almisti.


Babasi tarafindan, ileride hükümdar olabilecek
sekilde yetistirilen Murad, babasinin ölüm haberini alinca Amasya ile Bursa'yi birbirine
baglayan uzun yolu süratle asip Bursa'ya yetisir. Çelebi Sultan Mehmed'in ölümünden
ancak o zaman haberdar olan Yeniçeriler, yeni sultani karsilamak üzere sehrin disina
çikarlar. Yeniçeriler, onunla birlikte saraya kadar gelip huzurunda geçit resmini
tamamladiktan sonra bagliliklarini bildirirler. Bursa'da, devlet ileri gelenleri ile
yeniçeriler tarafindan kendisine bey'at edilen Murad Bey, babasinin cenazesini muhtesem
bir törenle Yesil Cami yanindaki türbesine defn ettirip bir hafta yas tutulmasini emr
eder. 25 Haziran 1421'de, babasinin ölümünden kirk gün sonra Osmanli tahtina geçip
hükümdar olan Murad'a, Yildirim Bâyezid'in damadi Seyh Emir Buharî hazretleri kendi
eliyle kiliç kusatip hükümdarligini ilan eder. Hükümdar olduktan sonra çevresinde
bulunan beylikler ile politik bakimdan önemli olan Karaman, Germiyan, Mentese, Dulkadir,
Isfendiyar beyleri ile Misir Sultani, Akkoyunlu ve Karakoyunlu emirleri, Hindistan
hükümdari, Alman Imparatoru, Macar Krali Sigismond, Bizans Imparatoru ile Eflâk ve
Bogdan Voyvodalari, Sirp ve Bosna Krallari, Mora Despotu ve Venedik Cumhuriyeti gibi
devletlerin tamamina özel elçiler ile mektuplar gönderip kendisinin Osmanli tahtina
geçip hükümdar oldugunu bildirir.


Tahta geçtigi sirada babasi gibi baris
temayülünde oldugu anlasilan Sultan Ikinci Murad'in bu barisçi arzusu, özellikle
Bizans tarafindan farkli bir anlayisla yorumlanacaktir. Bu sebeple Bizans, hemen hemen her
zaman oldugu gibi, bu sefer de, saltanat degisikliginin meydana getirecegi nazik durumdan
yararlanmaya yeltendi.


Sultan Murad'in, Osmanli toplumunu taht hakkinda
tereddüde düsürecek yasta baska erkek kardesi yoktu. Onun, iki kardesi, daha
babalarinin sagliginda ölmüslerdi. Sadece çocuk denebilecek yasta iki küçük kardesi
kalmisti. Bunlar da daha sonra vebadan öleceklerdi.


Daha önce de temas edildigi gibi, Müslüman ve
Hiristiyan devletlere elçiler gönderen Sultan II. Murad, Karaman Beyi ve Macarlarla
birer baris antlasmasi yapar. Barisi seven bir kimse olarak Sultan Murad, bu duygusunu her
zaman açiga vuruyordu. Fakat Bizans devlet adamlarinin Osmanlilar'daki saltanat
degisikliginin meydana getirebilecegi ilk günlerdeki saskinlik havasindan faydalanmak
istemeleri, Sultan Murad'i mücadeleye hazirlanma mecburiyetinde birakti. Bizans'tan,
Sultan Murad'i tebrik için gönderilen elçiye verilen gerçek talimat, Mustafa Çelebi
(Düzme Mustafa)'nin elde bulunusundan istifadeyi temindi. Imparator Manuel, bir koz
olarak elinde tuttugu Mustafa Çelebi vasitasiyle Murad'dan bazi menfaatler temin etmek
istiyordu. Buna göre, imparatorun elçisi Çelebi Sultan Mehmed'in vasiyetine istinaden
Murad'in, küçük kardeslerinin kendisine teslim edilmesini ister. Çelebi Sultan
Mehmed'in iki küçük oglunun (Yusuf ve Mahmud) Bizans'a gönderilme isi, sadece bir
vasiyet olduguna göre iki devlet arasinda taahhüde bagli olmayan bir mesele idi. Bunu
bir hak isteme seklinde ileri sürmek, Bizans kurnazligindan baska bir sey degildi.
Nitekim elçinin sehzadelerle ilgili talebine veziri azam ve Rumeli beylerbeyi olarak
islerin idaresini elinde bulunduran Bâyezid Pasa, padisah adina "Müslüman
evladinin, müslüman olmayanlar yaninda terbiye ve egitim görmesinin Seriat-i
Muhammediye'ye aykiri oldugu, bu bakimdan efendisi imparatora bu vâsilikten vaz geçerek
kendisi ile iyi iliskilerini devam ettirmesini rica eyledigini" söyler. Böylece,
daha önce alinan vâsilik kararina uyulmayarak sehzadeler Tokat'a gönderilir.


Manuel, elçilerine verilen bu cevabi
ögrenince, memleketinin içinde bulundugu acikli durumu ve güçlü bir düsmanin
öfkesini üstüne çekmekle kendisini tehlikelere atmis olacagini hesap etmeksizin
Dimitrius Laskaris Leontarius'u iyice silahlanmis on kadirga ile Limni adasina gönderir.
Leontarius, imparator adina burada adeta bir sürgün hayati yasayan Mustafa Çelebi ile
pazarliga girisir. Yapilan bu pazarliga göre Mustafa ve onun kader arkadasi olan
Izmiroglu Cüneyd serbest birakilacaklardi. Mustafa, tahtin mesru vârisi olarak kabul
edilecekti. Limni adasindaki sürgün hayatindan sonra böyle bir devlet kusunun basina
konmasina sevinen Mustafa Çelebi, saltanati ugruna bol bol vaadlerde bulunur. Imparator,
entrikali siyasetinin Müslüman Türkler arasinda çikaracagi nifaktan büyük faydalar
umarak Mustafa'ya bazi sartlar teklif edince bunlar büyük bir istiyakla kabul edilir.
Buna göre sayet Mustafa basarili olursa Gelibolu ile Istanbul'un kuzeyinde Bogdan
sinirina kadar Karadeniz kiyisindaki bütün sehirler ile güneyde Erysus ve Aynaroz'a
kadar olan yerlerin tamamini Imparatora geri vermeyi taahhüd etti. Böylece Mustafa,
büyük emeklerle elde edilmis bulunan topraklan, tekrar Bizans'a vermeyi kabul ediyordu.
Mustafa, kendisi için utanç verici olan bu antlasmayi imzaladiktan ve yemin ile de onu
teyid edip saglamlastirdiktan sonra Leontarius, 15 gemiden mütesekkil bir filo ile onu ve
yandaslarini Gelibolu önlerine çikarir (Eylül 1421). Bu hareketi ile Sultan Ikinci
Murad'a karsi cephe alan Bizans'la birlikte Anadolu beylikleri de yeni hükümdarin babasi
olan Mehmed Çelebi'nin yaptigi ilhaklari geri almak ve Osmanli tabiiyetini tanimamak
suretiyle ayaklanip Anadolu birliginin bozulmasina sebep oldular. Nitekim Germiyanoglu II.
Yakub Bey, Sultan Murad'i tanimayarak Mustafa Çelebi'nin tarafini tuttugu gibi, Hamideli
de Karamanoglu tarafindan isgal edildi. Öte yandan babalan Ilyas Bey tarafindan Osmanli
sarayina gönderilmis bulunan Menteseogullari'ndan Ahmed ve Leys de bu karisikliklardan
istifade ile kendi memleketlerine dönmüs ve bagimsizliklarini ilan edip kendi adlarina
bastirdiklari paralara Osmanli hükümdarinin adini koymamak suretiyle onu tanimadiklarini
gösterdiler.
Anadolu
birligine vurulan darbe bu kadarla da bitmiyordu. Aydinoglu ile Saruhanoglu eski
topraklarindan bir kismini ellerine geçirmislerdi. Keza taarruza geçen Isfendiyar Bey de
Osmanlilar'in himayesi altinda Çankiri, Kalecik ve Tosya'da hüküm süren oglu Kasim'i
buralardan kovmustu. Sultan Murad, Bizans tarafindan tertiplenen ve Osmanli ülkesini
bölmeye yönelik olan Sehzade Mustafa isyani ile ugrasirken bu oldu-bittilere karsi
sessiz kalmak ihtiyacini hissetmisti. Zira günün siyasî sartlari bir müddet için onu
böyle davranmak zorunda birakmisti.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz