TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

ANKARA SAVASI

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1ANKARA SAVASI Empty ANKARA SAVASI C.tesi Haz. 27, 2009 8:56 pm

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

ANKARA SAVASI

Bâyezid ve Timur arasinda teati edilen mektuplar,
ortaligi yatistirmaya kifayet etmeyince muharebe kaçinilmaz bir hal almisti. Tarihlerde
tafsilatli ve genis bir sekilde verilen Ankara Meydan Muharebesi'nin bütün detaylarina
temas etmeyecegimize isaret etmek gerekiyor.


Büyük bir casusluk ve haber alma teskilatina sahib
oldugu anlasilan Timur, elindeki kuvvetler ile Anadolu'da fazla bir is göremeyecegini
anlayarak, Orta Asya'da bulunan en güzide kuvvetlerini getirmeye mecbur olmustu. Kisi,
Karabag'da geçirdikten sonra Azerbaycan ve Gürcistan'da yeniden toplayip düzene soktugu
ordusuyla Anadolu'ya yürümeye karar vermisti. Böylece Timur, bu yeni ordusuyla Erzurum
ve Kemah yolunu takib ile Orta Anadolu'ya dogru yol almaya basladi. Osmanlilardan aldigi
topraklan tekrar Türkmen beylerine vererek onlarin destegini sagladi. Böylece,
Osmanlilarin, senelerce ugrasip sagladigi Anadolu birligini de bozmus oldu.


Kirsehir'e dogru yürümekte olan Timur, o sirada
Osmanli kuvvetlerinin kendi üzerine dogru gelmekte oldugunu haber alinca, durumun kendisi
için müsait olmadigini anlayip telasa kapilir. Ordusunun erkâni ile görüserek Osmanli
ordusunu arkada birakmak üzere Ankara yolunu tutar.


Timur, Ankara önüne gelir gelmez Ankara kalesini
kusatir. Kale muhafizi Yakub Bey, burayi bütün gücü ile müdafaa eder. Timur,
Bâyezid'in kendisinin geldigi yoldan gelecegini tahmin ile o cepheyi iyice tahkim eder.
Ankara kalesini de kuzey dogu yani iç kale tarafindan almak istiyordu. Bu maksatla
kalenin suyunu keserek Osmanli kuvvetleri gelmeden önce burayi düsürmeye çalisiyordu.


Timur, Osmanli ordusunun daha geç gelecegini de tahmin
etmisti.


Fakat o, bu tahmininde yanilmisti. Çünkü Bâyezid'in
kuvvetleri seri bir yürüyüsle çok daha evvel ve hem de Timur'un hiç beklemedigi bir
yoldan gelip ortaya çikmislardi. Halbuki Timur, Osmanli ordusunu güney dogudan gelecek
diye beklerken Osmanlilar kuzey dogudan yani Kalecik, Rayli üzerinden gelerek
Çubukova'da Meliksah köyüne inmislerdi. Buna göre Timur bir baskina ugramis demekti.
Bu tehlikeli durum karsisinda buhranlar geçiren Timur, itidalini muhafaza ederek bütün
gece çalisip cephesini degistirmis ve kale kenarindan da çekilmisti. Timur'u bu sekilde
hazirliksiz yakalayan Bâyezid ise hayatina mal olacak bir hata isliyordu. O, Timur'un bu
durumundan istifade etmek için, ogullari ile komutanlarinin hemen taarruza geçilmesi
hakkindaki israrlarini dinlemeyerek büyük bir firsati kaçirmis oldu. Bâyezid, mertçe
bir muharebe olmasini istiyordu. Böyle bir anlayis ve bekleme, Timur'a vakit kazandirip
onu düsmüs oldugu tehlikeli durumdan kurtarmisti.


Ankara Muharebesi diye meshur olan ve Anadolu'daki
Osmanli hâkimiyeti ile Istanbul'un fethini yarim asir geciktiren bu savasin, gün olarak
tarihi hakkinda farkli görüsler bulunmaktadir. Bununla beraber dogruya en yakin olan
görüse göre 27 Zilhicce 804 (28 Temmuz 1402) tarihinde yapilmistir.


Her iki ordunun mevcudu hakkinda kaynaklar farkli
bilgiler vermekte iseler de, Timur'un ordusunun daha kalabalik oldugunda (160 bin)
birlesmektedirler. Bu büyük güce karsilik Osmanli ordusunun mevcudu ise yetmis bin
civarinda idi. Ankara yakinindaki Çubuk Ovasi'nda yapilan savasin baslangicinda
Osmanlilar üstün bir duruma gelmislerdi. Fakat Osmanli ordusundaki Kara Tatarlarin
ihaneti ve Anadolu Beylerine bagli timarli sipahilerin Timur tarafina geçmeleri, harbin
Osmanlilar tarafindan kayb edilmesine sebep oldu.


Bu tehlikeli hal üzerine Bayezid'e geri çekilmesi
tavsiye edildiyse de o, bunu kabul etmedi. Harbin kayb edildigini gören Yildirim
Bâyezid, Vezir-i Azam Ali Pasa ile Murad Pasa, Yeniçeri Agasi Hasan Aga ve Karesi
subasisi Inebeye, büyük sehzade Süleyman Çelebi'yi alip kaçirmalarini emr eder.
Böylece Yildirim'in basina bir sey gelse bile devleti yeniden kurmak ve toparlamak için
bir sehzade kurtulmus olacakti. Bu esnada ihtiyat kuvvetlerinin basinda bulunan Çelebi
Mehmed de maiyetinde bulunan bin kadar adam ile sancak merkezi olan Amasya'ya dogru
gitmisti. Bundan baska Osmanli ordusunda bulunan Sirp despotu ile kardesinin komutasi
altindaki kuvvetler de kaçmislardi. Bütün bunlara karsi Yildirim Bâyezid yerinde
duruyor ve Minnet Bey'in kaçma teklifini red ederek serefle ölmeyi tercih ettigini
söylüyordu. Fakat bulundugu yerde kalmasinin uygun olmadigini anlayarak daha gerideki
Çataltepe'ye çekildi. Maiyetinde iki üç bin yaya ve atli kuvveti kalmisti. Bu
kuvvetlere karsi yetmis bin kisilik Timur kuvvetleri merkezden hücum ediyordu. Çataltepe
bir kaç kat Timur kuvvetleri ile sarilmisti. Bâyezid, elinde balta ile hücum edenleri
orada hemen yere seriyordu. Bâyezid, bu durumdan kurtulabilmek ve Timur'un kat kat olan
saflarini yarmak için ortaligin kararmasini bekliyordu. Bir ara az bir kuvvetle ilk
muhasara hattini yarip firlamaga muvaffak oldu. Fakat sayisiz çenberle çevrilmis
oldugundan her muhasara hattini zorlukla geçiyordu. Bâyezid'in kaçtigi haberi alininca
takibi için büyük bir kuvvet gönderildi. Nihayet son müdafaa tepesinden üç saat
ayrildiktan sonra ati yere yuvarlandi. Yeni bir ata binmesine meydan verilmeden yakalandi.
Böylece Bâyezid, Timur'a esir düstü (28 Temmuz 1402). Böylece kaderin, savaslarda
süratli hareket etmesinden dolayi, kendisine layik gördügü Yildirim ünvanina sahip
olan bu mert ve cesur hükümdar, aleyhine örülen agin içine düserek esir alinmis
oldu.


Mevlânâ Hatifî, Sehnâmesinde Yildirim Bâyezid'in
hücumlarindan ve kahramanca çarpismasindan bahs ederken söyle der:


"Bâyezid Han, öyle bir siddetle hücum eylemis
ki, önüne geleni yere düsürüp Timur'un önüne kadar varmis. Timur, kendi üzerine
dogru yildirim gibi bir fedainin geldigini görünce ürkmüs ve fena halde korkmustu. O
esnada Timur'un yaninda bulunan Germiyanoglu, kendisine "Han'im, gafil olma bu firsat
bir daha ele geçmez. Bu fedai Yildirim Han'in kendisidir." deyince Timur hemen
kemandazlarina "Sakin Yildirim'a bir zarar getirmeyiniz, sag olarak ele
geçiriniz" diye emir vermisti. Dört bir taraftan kemendler atilarak Yildirim'i
attan düsürdüler. Yaya kalinca etrafini sardilar. Yildirim Han hançerle bir çok
kisiyi hâk-i helâke serdi (öldürdü). Nihayet birçok kisi etrafini sarip onu
yakaladilar. Yildirim teslim olmadi, silahini da teslim etmedi. Bununla beraber onu
kullanamayacak sekilde her taraftan tutmuslardi.


Ankara galibiyeti ile Anadolu'yu harabeye çevirecek
olan Timur, bu galibiyetini Fransa krali VI. Sari ile Ingiltere krali IV. Henri'ye
bildirmek üzere mektuplar yollamis ve kendilerinin Nigbolu Muharebesinde yenemedikleri
Osmanli hükümdarini yenip esir aldigini bildirmistir. Farsça metni elimizde bulunan
mektuba göre Timur, Fransa kralindan büyük bir övgü ile bahs etmekte ve müsterek
düsman olarak kabul ettigi Osmanli Devletini perisan ettigini bildirmektedir. Isin
önemli noktalarindan biri de Fransa kralinin mektubunu getiren F. Fransiskos adindaki
papaza Timur'un çok iyi davranmis olmasidir. Fransa kralina devamli iyi dualarda
bulundugunu ifade eden Timur, "bizim ve sizin düsmanlarimizi müzmahil eyledim"
gibi bir ifade ile âdeta Osmanlilari ortadan kaldirmak için bati ile is birligi yapmis
ve belki de onlarin tesviki ile Anadolu'ya gelmis görünmektedir. Nitekim sözü edilen
mektupta Timur söyle demektedir:


"Bu muhibbinin, yüz bin selam ve hayirhahligini
dünyalar kadar çok hulusunu Fransa krali kabul buyursun. Ed'iye (dualar) tebliginden
sonra siz emir-i kebirin re'y-i âlilerine arz olunur ki, Ferrari Fransiskos adindaki vaiz
rahib tarafimiza geldi. Ve mulûkî mektuplari getirdi. Ve siz emir-i kebirin iyi adini ve
azamet-i sanini bize bildirdi. Çok mesrur olduk. Su dahi beyan olunur ki, leskerenbuh ile
gidüp yaver-i bari-i Teala ile bizim ve sizin düsmanlarimizi müzmahil eyledim. Bundan
sonra sultaniye sehrinin murahassasi F. Cevanî'yi huzurunuza gönderdim. Her ne ki vaki
oldu ise arz ve takrir eder. Simdi siz emir-i kebirden rica ederim ki, daima nâme-i
humayunlarinizin irsal kilinup bize haber-i selamet ve afiyetiniz ilâm oluna..."


Timur, muharebeden sonra Osmanli kuvvetlerini takib
için asker sevk ettigi gibi Osmanli sehzadesi Süleyman Çelebi'yi yakalamak üzere de
torunu Mehmed Mirza'yi otuz bin kisilik bir kuvvetle Bursa üzerine göndermisti.


Ankara önünde sekiz gün kalan Timur, oradan
Kütahya'ya gelir. Burayi begendigi için bir ay kadar burada kalir. Bursa üzerine
hareket eden Mehmed Mirza'nin maiyetinde amcasinin oglu Ebu Bekir Mirza, Emir Cihan Sah,
Emir Seyh Nureddin ve Emir Süyüncük bulunuyordu. Bursa'ya kadar olan yerleri yagmalayan
bu 30 bin kisilik birlik, henüz Bursa'ya ulasamadan Süleyman Çelebi kizkardesi Fatma
ile küçük kardesi Kasim Çelebi'yi yanina alarak kaçmaya muvaffak olmustu. Bursa
halkinin bir kismi Uludag'a çekilmis, bir kismi da sahile dogru firara baslamisti.
Kaçmaya çalisanlarin çogu esir edildi. Semseddin Cezerî, Seyyid Semseddin Muhammed
Buharî ve Semseddin Muhammed Fenarî gibi Bursa'nin önemli sahsiyetleri de bu esirler
arasinda bulunuyorlardi. Emir Seyh Nureddin, Bursa'yi elde edince yagmaya baslar ve mal
için Bursa halkina her türlü zulüm ve iskenceyi reva görür. Bunlar, halka bir sey
birakmayacak derecede onlari soyarlar. Bursa'nin çevresi de bu talihsizlikten nasibini
alir. Bu soygun ve tahribattan sonra tamamen ahsab mimariye dayali olan Bursa atese
verilir. Böylece Bursa tamamen yanar. Timur'un kuvvetleri, Süleyman Çelebi'nin
kaçirmaya muvaffak olamadigi bütün Osmanli hazinesini ele geçirmisti. Bunca senelik
seferlerin sonunda toplanan bu zengin hazine ile sarayin kiymetli esyasi Timur'un veziri
Serafeddin Ali ile Müstevfî Seyfeddin Tunî tarafindan defter yapilip kayd edildi. Bu
arada daha önce Sehzade Mustafa'ya nisanlanmis bulunan Ahmed Celayirî'nin kizi, Bursa'da
esir alinanlar arasinda idi. Bâyezid'in zevcesi (Sirp kralinin kiz kardesi) ile iki kizi
da galiplerin eline düstü. Bütün bunlar, Kütahya'da bulunan Timur'a götürülüp
takdim edildi.


Timur, Kütahya'da bulundugu sirada etrafi vurdurup
kendi emniyetini sagladiktan sonra Bâyezid'in, memleketlerini almis oldugu Karaman,
Germiyan, Aydin, Saruhan, Mentese ve Hamid ogullari'nin beyliklerini tekrar kendilerine
iade eder. Bunlar, Timur'un yüksek hâkimiyeti altinda dedelerinden kalan yerlere tekrar
sahip olurlar. Timur, Bâyezid'in oglu Süleyman Çelebi'ye mektup yazarak kendisine tabi
olmasini bildirmisti. Bunun üzerine o da Seyh Ramazan ismindeki elçisi vasitasiyle bu
teklifi kabul ettigini bildirmisti. Buna karsilik Timur kendisine baglilik alâmeti olarak
tac ve hil'at göndermisti. Böylece o, Süleyman Çelebi'ye Trakya'yi, Çelebi Mehmed'e
Amasya ve çevresini, Isa Çelebi'ye de Bursa ve havalisini vererek yüksek hâkimiyeti
altinda Osmanli Devleti'ni üç parçaya böldü. Bu vesile ile ileride meydana gelecek
olan ve Osmanli tarihinde "Fetret devri" diye anilacak kardesler arasindaki taht
mücadelelerine zemin hazirlamis oldu.


Anadolu'da sekiz ay kadar kalan Timur, birçok sehri
yakip yagmalattirdiktan sonra Rumeli, adalar, Bizans imparatoru ve Memlûk sultanini
nüfuzu altina aldi. Anadolu'da eski beylikleri ihya edip kurduktan ve Osmanli Devleti'ni
dagittiktan sonra memleketine döndü. Giderken, Selçuklular zamaninda Mogollar
tarafindan Anadolu'ya getirilip yerlestirilen Kara Tatarlari da yaninda götürmüstü.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz