TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

IÇ OLAYLAR VE SEHZÂDELER ARASINDAKI MÜCADELE

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

IÇ OLAYLAR VE SEHZÂDELER ARASINDAKI MÜCADELE

Kanunî dönemi, Osmanli Devleti'nin askerî, siyasî, kültürel ve medenî
faaliyetler gibi hemen her sahada zirveye ulastigi bir devirdir. Bununla beraber bu
dönemde de bazi iç karisikliklar oldugu gibi taht kavgasi için sehzâdeler arasinda da
mücadeleler olmustu. Hatta yine bu dönemde baba ile ogul arasinda da böyle olaylara
rastlandigi için bizzat Kanunî kendi oglu Mustafa'yi feda etmek zorunda kalmisti. Bu
sebeple biz de dönemin bu neviden olaylarina kisaca deginmeye gayret edecegiz.


l. Kirim HâdiseleriKanunî döneminde Osmanli Devleti'ne bagli Kirim'da aile
kavgalari ve kardesler arasindaki mücadeleler artmisti. Osmanlilar, bu mücadeleyi
dikkatle takip ediyorlardi. Islâm Giray'in yerine hanliga tayin edilen Sahib Giray,
Istanbul'dan Kirim'a gidince kendini ister istemez mücadelenin içinde bulmustur. Zira
eski han Islâm Giray, Sahib Giray'in Osmanlilar'in destegi ile hanlik makamina oturmasini
ve otoritesini kuvvetle tesise çalismasini hos karsilamamisti. Sahib Giray ise
muhaliflerini yok etmek ve otoritesini saglamlastirabilmek için çalismalara baslamisti.
Bu sebeple önce Nogaylar'a yaklasarak onlari kendi taraffina çekmis ve Islâm Giray'in,
Mangitlar'in basi olan, Kirim asilzâdeleri arasinda sahsî cesaret ve cür'etiyle
sivrilen Baki Bey tarafindan öldürülmesinden sonra da bu defa Nogaylar'a karsi cephe
almistir. Sahib Giray, siyasî bir manevra ile ayni zamanda yegeni olan ve kendisine karsi
muhalefette bulunan Baki'yi kendi saflarina çekmisti. Birlikte giristikleri Moskova
seferi sonrasi onu da ortadan kaldirmaya muvaffak olmustur. Daha sonra basi bos ve otorite
tanimayan Nogaylar'a karsi Sirinler'le birleserek l546 - l547'de Kirim tarihinde
"Nogay Kirimi" adi verilen olay cereyan etmistir. Han'in, atesli silahlari
önünde Nogaylar, büyük bir bozguna ugramislardi.


Kabile aristokrasisine karsi Kirim'da, Osmanli modeline göre bir hâkimiyet
tesisine çalisan Sahib Giray'in, Kanunî'nin teveccühüne mazhar olmasi, Osmanli
vezirleri arasinda aleyhine bir faaliyetin baslamasina sebep oldu. Sahib Giray da bu
faaliyeteri tahrik edici bazi hareketlerde bulunmaktan çekinmiyordu. Nitekim Kanunî'nin
Iran'a yaptigi sefere yardimci kuvvet göndermemesi, gözden düsmesine yol açmis ve onun
müstakil bir hanlik kurmak için çalistigi yolundaki söylentileri kuvvetlendirmistir.
Bu arada Sahib Giray, Kazan Hanligi'nda vefat eden Safâ Giray'in yerine Istanbul'da
yetismis ve bir ara Saadet Giray zamaninda "kalgay" olmus olan Mübarek Giray'in
oglu Devlet Giray'in intihab ve tayinini Pâdisah ve Divan'dan istemis, muhtemelen bu
suretle bir rakipten kurtulmayi ümid etmisti. Fakat aleyhinde kurulan bir tertiple
kendisi azlolunur. Bundan sonra Osmanli Devleti tarafindan Kirim'a gönderien Devlet
Giray, askerleri yanindan ayrilan Sahib Giray'i yakalayarak üç oglu ile birlikte
öldürür. Ruslarin büyük bir düsmani olan Sahib Giray ortadan kalktiktan sonra Ivan
Vasili, Kazan ile Ejderhan'i zaptederek çar ünvanini almisti. Bununla beraber, Devlet
Giray'in hanligi zamaninda Ruslarin eline düsen Ejderhan H. 96l (M. l554)'de geri
alindigi gibi Moskova'ya akinlar yapilarak Ruslar vergiye baglanmisti.


Devlet Giray, Zigetvar seferinde Mirzalar komutasinda Tatar askeri
göndermisti. Bu kuvvetler, Erdel Beyi Sigismund Zapolyai ile birlikte bir sene önce
Avusturyalilar'in eline geçmis bulunan bazi yerlerin geri alinmasinda büyük hizmetler
görmüslerdi.2. Düzme Mustafa OlayiDevleti bir müddet mesgul eden bu olay, Osmanli
tarihinde ayni isimle ortaya çikan ikinci vak'adir. Kanunî, 2l Haziran'da Amasya'dan
hareket edip Istanbul'a dogru ilerlerken, Rumeli'nin muhafazasi için biraktigi Sehzâde
Bâyezid'den bir haber alir. Bu habere göre, Sehzâde Mustafa'ya çok benzeyen bir adam,
genis kapsamli bir isyan hareketinde bulunmaktadir.


Kimligi ve nesebi pek bilinemeyen bu adam, seklen maktul Sehzâde'ye
benzediginin birçok kimse tarafindan söylenmesinden cesaret alarak saltanat sevdasina
düser. Bu sebeple kendisinin Sehzâde Mustafa oldugunu söyleyerek Selanik ve Yenisehir
taraflarinda ortaya çikar. O, Silistre ve Nigbolu sancaklarinda Simavna softa ve
dervislerinden de bir hayli taraftar toplamisti. Bu isyanin, özellikle Dobruca
çevresindeki Seyh Bedreddin taraftarlari arasinda gelismesi dikkat çekicidir.
Saltanatini ilan eden ve kendisine bir vezir ile Simavna softalarindan iki kadiasker tayin
eden Düzme Mustafa, etraftaki zenginlerin çiftliklerini basmaya ve vergi toplamaya
baslar. Bu yolla gasb ettigi mal ve parayi fakirlere dagitarak etrafina l0.000'e yakin
adam toplamaya muvaffak olur. Peçevî, bu anarsik olayi tafsilatli bir sekilde
günümüze aktarmaktadir. Bununla beraber biz, konuyu fazla uzatmadan kisaca özetlemek
istiyoruz:


"962 ( M. l555 ) senesi, Yenisehir ve Selanik dolaylarinda nesebi meçhul
kötü yaratilisli biri ortaya çikar. Bazi serseri ve asagilik kimseler, kendisine
rahmetli Sehzâde Mustafa'ya benziyorsun diye onun fesad dolu kafasina bir saltanat
sevdasi soktular. Böyle diyenlere o : " Aman, Allah rizasi için sirrimi ifsa
etmeyin, celladin pençesinden kurtulan basima kast etmeyin" diye fesad ve
kötülüklerle dolu isini sürdürür. Bu is o kadar ileri vardi ki, birçok serseri ve
hatta akli basinda kimseler, onun gerçekten Sehzâde Mustafa olduguna kandilar. Güya
rahmetli Sehzâde Mustafa katlolunacagi sirada, celladin elinde Mustafa'ya benzer baska
bir suçlu bulunuyormus, o öldürülmüs ve Sultan Mustafa serbest birakilmisti."


Durumun, gittikçe nezâket kazanip ehemmiyet arz etmesi üzerine Rumeli'nin
asayisi ile görevli Sehzâde Bâyezid, gerekli tedbirleri almaya çalismisti. Bu
cümleden olarak Nigbolu Beyi olan Dulkadirli Mehmed Han, âsileri te'diple
vazifelendirilmisti. Mehmed Han, çesiti vaadlerle Düzme Mustafa'nin vezirini elde
etmisti. Bunun üzerine bu adam da Düzme Mustafa'yi yakalayip Nigbolu Beyi'ne teslim
eder. Düzme Mustafa, daha sonra Istanbul'a gönderilerek idam edilmis ve cesedi, Sehzâde
Mustafa olmadiginin isareti olarak halka teshir edilmistir.3. Sehzâde Bâyezid Olayi
Kanunî döneminin önemli olaylarindan biri de, süphesiz ki sehzâdeler arasinda
saltanata geçip tahti elde etme mücadelesi idi. Bilindigi gibi Kanunî Sultan
Süleyman'in ogullarindan Sehzâde Mustafa ve Cihangir'in vefatlari üzerine taht vârisi
olarak iki sehzâde kalmisti. Bunlar, Selim ile Bâyezid idi. Saray, gayr-i memnun sinif
ve diger bazi insanlarin tesvikleri ile bu iki kardes âdeta rakip duruma gelmislerdi.
Kanunî'nin, yaslanmaya baslamasi, kendisinden sonra tahta kimin geçecegi konusunu
gündeme getirmisti. Kendi ogullarindan birini tahta geçirmek isteyen Hurrem Sultan,
tahtin kuvvetli vârisi Sehzâde Mustafa'nin katlinde müessir oldugu gibi, kendi ogullari
arasinda dahi bir tercih yapma durumuna gelmisti. Hurrem Sultan, iki oglundan Bâyezid'i
tercih etmekle birlikte öz ve büyük oglu Selim'e karsi cephe aldigi da söylenemez.
Sehzâde Selim'in Nahçivan seferinde babasinin yaninda bulunmasi ve yumusak huylulugu ile
babasinin üzerinde müsbet bir tesir birakmasina karsilik, Hurrem Sultan da Bâyezid
üzerine kanat germis, hakkinda duyulan ufak tefek itimatsizliklari gidermis, hatta onu,
Konya'dan daha iyi bir mevki gibi telakki edilen Kütahya sancagina naklettirmisti. Bu
esnada (l558) Bâyezid, Kütahya'da Mekke emîri tarafindan elçilikle Istanbul'a
gönderilen Kutbeddin el-Mekkî'yi kabul etmis ve ona, kendisine saltanat müyesser oldugu
takdirde her sene kanun geregi Haremeyn-i Serifeyn'e gönderilmekte olan "Sürre -i
Hümayûn" vesilesiyle, gerçeklestirmek istedigi bazi arzularindan bile bahs
etmisti. Gerçekten Bâyezid, sahsiyeti, kültürü ve yasayisi bakimindan tahta en yakin
aday olarak görülüyordu. Selim'in, Manisa'da nedimeri ile eglenceye dalmasina karsilik
Bâyezid, Kütahya'da bir ilim ve irfan muhiti kurabilmisti. Fakat Hurrem Sultan'in ayni
sene vefati üzerine Bâyezid, büyük bir hâmisini kaybetmis oluyordu. Bundan sonra
Selim ile Bâyezid arasinda birçok anlasmazliklar çikar. Her iki sehzâdenin
taraftarlarinin tutumlari gittikçe aradaki soguklugu artiriyordu. Bu arada her iki
sehzâdenin de hizmetinde bulunan Lala Mustafa Pasa'nin çevirdigi entrikalar, taraflari
tam anlamiyla birbirine düsürdü. Kardesler arasindaki münaferet ve çekismenin artmasi
üzerine vaziyeti dikkat ve titizlikle takip eden Kanunî, duruma müdahele eder.
Sehzâdelerden her birine 300.000'er akça terakki vermek suretiyle onlarin sancaklarini
degistirir. Selim'i Manisa'dan Konya'ya, Bâyezid'i de Kütahya'dan Amasya'ya tayin eder.
O, bununla da kalmayarak Selim'in sehzâdesi Murad'a Aksehir, Bâyezid'in büyük oglu
Orhan'a da Çorum sancaklarini tevcih eder.


Fakat bu tahvil, Sehzâde Bâyezid'i memnun etmemisti. Zira o, pâyitahttan
uzak bir yere yapilan bu tayini, bir hakaret olarak kabul ediyordu. Nitekim Bâyezid, bir
mektubunda, bu tayin isinde Selim'in parmaginin bulundugunu, bunun da Selim'in kendisine
tercih edildigi anlamina geldigini yazarak "bu hakaretten ölmek yeg idi"
diyerek hissiyatini belirtmisti. Bu sebeple Amasya'ya gitmek istemiyordu. Bâyezid'in,
Kütahya'dan ayrilmamak için ileri sürdügü mâzeretleri kabul etmeyen Kanunî, bu
sehrin imari hususunda pek çok para sarf ettigini, bu bakimdan nakil için paraya
ihtiyaci oldugunu bildirmesine karsilik hükümdar, onun, Kütahya'dan hareketini bildirir
bildirmez kendisine para gönderilecegi cevabini vermisti. Bâyezid, bundan sonra da bazi
bahaneler ileri sürdüyse de nihayet l5 Muharrem 966 (28 Ekim l558)'de Kütahya'dan
ayrilmak zorunda kalmisti. Bununla beraber çok yavas yol aliyor ve konaklarda gerekenden
fazla kalarak babasinin vaadlerini yerine getirmesini bekliyordu. Esasen çok kalabalik
bir kafile ile hareket edip yola çikan Sehzâde Bâyezid'e, yol boyunca birçok kimse
iltihak ettigi için gittikçe kuvveti de artiyordu. Bu vaziyet karsisinda endiseye kapian
Kanunî, Bâyezid'e sözünü geçirebilecek ve onu yatistirarak bir an önce Amasya'ya
gitmesini saglayacak bir nasihatçiyi gönderme zaruretini duymustu. Bununla birlikte
tarafsiz hareket etmis olmak için ayni anda Sehzâde Selim'e de bir baskasini göndermeye
karar verir. Su kadar var ki kendi emirlerine itaat eden Selim'e gönderilen sahis bir
nasihatçidan ziyade bir müsavir gibi vazife görecektir ki bu, üçüncü vezir Sokollu
Mehmed Pasa'dir. Bâyezid'in yanina gönderilen dördüncü vezir Pertev Pasa ise
sehzâdeyi yatistirmaya çalismis, fakat yatismis gibi görünen Bâyezid, babasina ve
Selim'e karsi olan tutumunda bir degisiklik yapmamistir. Bu arada Bâyezid, babasina karsi
tehdid unsurlari ihtiva eden mektuplar göndermekten de çekinmemistir. Nitekim bir
mektubunda o, "Bendenizi sorarsaniz rûz-u seb (gündüz - gece = her zaman) hayir
duaniza mesgul bilesüz, amma ki gam ve gussadan ve gayretten helâk bilesüz. Ah bilmem
ne idem bana karindasimin hatiri içün acîb zulm eyledünüz, beni yerümden yurdumdan
ayirdiniz" diordu. Gerek davranislari, gerekse gönderdigi mektuplar yüzünden
Kanunî, tamamen Selim'e meyletmistir. Tarihçilerin bildirdigine göre Bâyezid, yevmlü
adiyla birçok eskiyayi yanina toplayip onlari kapikulu, sekbân ve tüfekçiyan yazdirip
20.000 civarinda bir kuvvete sahip odugu haberinin gelmesi üzerine iki taraf artik yavas
yavas geri dönülmesi mümkün olmayan bir yolun esigine gelmisti. Bâyezid'in, ister
silah zoru ile saltanat tahtini ele geçirmek, ister nefsini müdafaa gayesiyle etrafina
kuvvet toplayarak bir ordu meydana getirmesi, Selim'i de harekete geçirmisti. Bu sebeple
o da askerî hazirliga koyulmustu.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz