TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

CANDAROGLU ISFENDIYAR BEY ILE OLAN MÜCADELE ve IDARÎ DÜZENLEME

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

CANDAROGLU ISFENDIYAR BEY ILE OLAN
MÜCADELE ve IDARÎ DÜZENLEME


Karamanogullari'ndan sonra Anadolu Beylikleri'nin
en kuvvetlilerinden plan Candarogullari, Karamanlilar gibi Osmanlilar'in en zor ve
sikintili anlarindan faydalanmaya çalisan beyliklerden biri idi. Nitekim Candaroglu
Isfendiyar Bey, Sultan Ikinci Murad'in amcasi Mustafa ve küçük kardesi Mustafa
Çelebi'lerie mesgul oldugu ani firsat bilerek ondan yararlanmaya çalisarak Tosya,
Çankiri ve Kalecik'i geri almisti. Halbuki buralar, daha önce Çelebi Sultan Mehmed
zamanindaki gayretler sonucunda elde edilmis olup Osmanli himayesinde kalmak sartiyle
Isfendiyar'in oglu Kasim Bey'e verilmisti. Isfendiyar Bey'in geri aldigi bu yerler,
Osmanlilarin taraftan olan oglu Kasim'a ait yerlerdi. Isfendiyar Bey, bu topraklan almakla
da yetinmeyip Tarakli Borlu denilen Safranbolu'yu alip Bolu'ya dogru uzanmisti. Bu arada
Kasim Bey de Iznik hareketi esnasinda kaçip Sultan Murad'in yanina gelmisti. Sultan
Murad, Küçük Sehzade Mustafa Çelebi olayini halledince Isfendiyar'a karsi kuvvet
gönderdi. Kasim Bey de Osmanli kuvvetleri ile birlikte bulunuyordu. Osmanli ordusu
Bolu'ya geldigi zaman Isfendiyar Bey'in ordusundaki Kasim Bey taraftarlari, efendilerinin
bulundugu Osmanli ordusunun saflarina katilirlar. Böylece Isfendiyar Bey, büsbütün
sarsilir. Bununla beraber savasi kabul etmekten baska çaresi de kalmamisti. Bu sebeple
Bolu ile Gerede arasinda yapilan savasta maglub olup bozguna ugrar. Muharebenin
karisikligi arasinda kendi Kapicibasisi Yahsi Bey tarafindan basina vurulan bir
"bozdogan"la kulagi sagir olur. Zorlukla Sinop kalesine siginan Isfendiyar Bey
artik sagirdi.


Candaroglu'nu takib eden Osmanli kuvvetleri,
Kastamonu ile Bakir Küresini zapt ederler. Isfendiyar Bey, küçük oglu Murad Bey
baskanliginda bir heyet vasitasiyle baris istemek zorunda kalir. O, bu barisi saglamak
üzere Osmanli devlet adamlarina da ayri ayri mektuplar yazarak tavassutlarini ister. Bu
arada torununun (Ibrahim Bey'in kizi) padisah tarafindan nikahlanmasini da teklif eder.
Sultan Murad'in adamlari, barisilmasi için hükümdarlarina ricada bulunurlar. Bunun
üzerine Sultan Murad, sulh yapmayi kabul etti.


Bu antlasma geregince Kasim Bey'e yerleri tekrar
geri verilecek, Osmanlilarin aldiklari Kastamonu ile Bakir Küresi Isfendiyar Bey'e iade
edilecekti. Fakat Isfendiyar Bey, Bakir Küresi hâsilatindan büyük bir kismini


Osmanli Devleti'ne verecek ve gerektigi zaman da
Osmanli ordusuna asker gönderecekti (827 H./1423 M.).


Sultan Murad, bundan sonra bazi idarî
tasarruflarda bulunup ondan sonra Edirne'ye dönmeye karar vermisti. Hükümdar ilân
edildigi zaman henüz on sekiz yaslarinda bulunuyordu. Karsisinda da tehlikeli ve kuvvetli
bir rakip olarak amcasi Mustafa vardi. Hükümdarliginin ilk senesi ümidsiz denecek kadar
korkunçtu. Bununla beraber etrafinda ve kendisine sâdikane bir sekilde bagli olan
Bâyezid, Ibrahim, Haci Ivaz Pasalarla Mihaloglu Mehmed Bey ve Kara Timurtas Pasa'nin
vezirlik rütbesine kadar çikartilmis olan ogullan Ali, Umur ve Oruç Bey'ler
bulunuyordu.


Daha önce de görüldügü gibi Bâyezid Pasa,
Mustafa Çelebi hadisesinde Rumeli Beylerbeyi oldugu için onun üzerine gönderilmis,
sonunda Düzme Mustafa tarafindan katl edilmisti.


Sultan Murad, küçük sehzade Mustafa Çelebi
olayini halledince vezirleri ile maiyetindeki bazi mühim sahsiyetler arasinda mevcut
rekabet ve geçimsizliklerin farkina varir. Devlet merkezinde fazla nüfuz sahibi
kimselerin varligini kendi kudret ve hâkimiyeti için bir engel telakki etmis olmali ki,
bunlarin bir kismini yeni vazifelerle merkezden uzaklastirma ihtiyacini duyar. Sultan
Murad, Rumeli'ye dönmeden önce bu isi halletmeliydi. Bunun için Kara Timurtas Pasa'nin
ogullarindan Umur Bey'i Kütahya'ya, Ali Bey'i Saruhan (Manisa) sancak beyligine
gönderir. Oruç Bey'i de Anadolu Beylerbeyi yapar. Padisah, kendi lalasi olan Yörgüç
Pasa'yi da Rumiye-i sugra valisi olarak Amasya'ya gönderir. Evrenoszâdeler ile Pasa
Yigit oglu Turahan Bey ve Gümlü oglu gibi Rumeli beylerinin harp zamaninda padisahin
maiyetinde birlesmeleri hariç baska zamanlarda Rumelideki vazife yerlerinde
bulunuyorlardi. Onun için Rumeli beylerini ilgilendiren bir tedbire lüzum yoktu.
Böylece divanda sadece Ibrahim Pasa ile Haci Ivaz Pasa kalmislardi.


Bu defa da iki vezir arasinda nüfuz rekabeti bas
göstermisti. Vezir-i A'zam Ibrahim Pasa, devletin kurulusu ile birlikte hizmete giren
Çandarli hanedanindan olup babasi Hayreddin ve biraderi Ali Pasa'lar da bu vazifede
bulunmuslardi. Ibrahim Pasa, Çelebi Sultan Mehmed'e olan sadakati ve tehlikeli
zamanlardaki hizmeti ile taninmis olup Çelebi Mehmed zamaninda kadiaskerlik ve ikinci
vezirlikte bulunmustu. Bâyezid Pasa'dan sonra birinci vezir olmustu.


Haci Ivaz Pasa da Çelebi Mehmed'in bütün
savaslarina istirak etmis, Karamanog'lu'nun Bursa'yi muhasarasi sirasinda burayi müdafaa
ve muhafazada sebat göstermisti. Mustafa Çelebi hadisesinde aldigi tedbirler ve yazdigi
mektuplarla Mustafa Çelebi kuvvetlerinin dagilmasina sebep olmustu. Bu bakimdan büyük
hizmetleri olan degerli bir sahsiyetti. Çelebi Mehmed zamaninda hürmet görmüs, Yesil
Camiin plânlarini tertip ederek disardan memlekete sanatkârlar getirtmisti.


îste bu iki degerli vezir arasindaki rekabet, Haci
Ivaz Pasa'nin sahneden çekilmesine sebep olmustu. Haci Ivaz Pasa'nin kul (yeniçeri) ile
gizli münasebetlerde bulundugu, padisaha suikast yapacagi ve divana silahla geldigi
Sultan Murad'a haber verilir. Bir gün divanda Padisah, Haci Ivaz Pasa'nin gögsüne
eliyle dokunarak içinde zirh bulundugunu anlayip sebebini sorunca Haci Ivaz Pasa buna
cevap veremez. Bu durum, söylenenlerin dogru olabilecegini hatirlattigi için gözlerine
mil çekilmek suretiyle Bursa'da ikamete mecbur edilir. Bu olayin hangi tarihte oldugu
kesin olmadigi gibi, hadisenin bir at gezintisi sirasinda cereyan ettigine dair rivayetler
de bulunmaktadir. Bu hadiseden sonra Ibrahim Pasa rakipsiz kalmis ve padisahin kendisine
tam anlamiyla güvenmesinden dolayi tamamen müstakil imis gibi is görmüstür. Haci Ivaz
Pasa ise hicretin 831 (1428) yilinda Bursa'da vefat etmistir. Cenazesi Pinarbasi'nda
Kuzgunluk mevkiine defn edilmistir.


Bu idarî düzenlemeden sonra padisah, Gelibolu
üzerinden yeniden Rumeli'ye geçip Edirne'ye gelir. Sultan Murad, saltanatinin buhranli
geçen ilk yillarini geride birakip devlet islerini idarî ve siyasî bir düzene
kavusturduktan, ülke ve halkin problemlerine çözüm yollari bulduktan sonra biraz rahat
bir nefes almaya baslar. Çünkü artik içerde taht kavgasina yeltenip ülkeyi bölünme
noktasina getirecek kimse kalmamisti. Disariya göre ise Sultan Murad'in gücü,
kendisinden çekinilir bir kuvvete ulasmisti. Bu bakimdan artik evlenip rahat bir nefes
alabilirdi. Zira Isfendiyar Bey'in, bizzat padisaha vermeyi teklif ettigi torunu Hatice
Alime Hanim'la evlenme zamani gelmisti. Bu sebeple padisah, gelini almak üzere Isfendiyar
Bey'in sarayina Çasnigirbasi Elvan Bey, Tavasi Serafeddin Pasa ile Reyhan Pasa;
kadinlardan Halil Pasa'nin dul esi ve padisahin Sah Ana diye hitab ettigi Germiyanoglu
Yakub Bey'in hanimi ile daha birçok erkek ve kadini külliyetli miktarda mal ve esya ile
gönderir. Bunlar "mihr-i muaccel"i takdim edip gelini getireceklerdi.
Kastamonu'da sölenler tertipleyen Isfendiyar Bey de gelenleri rütbelerine göre
agirlayip bir nice ikramda bulunur. Orada akd edilen dügün merasiminden sonra Isfendiyar
Bey, torununu Halil Pasa ile Germiyanoglu Yakub Bey'in hanimlarina teslim ederek büyük
bir merasimle ugurlar. Hicretin 828 (1424) yilinda gerçeklesen bu dügünün, Sultan
Murad bakimindan Edirne'de mi yoksa Bursa'da mi yapildigi kesin olarak tesbit edilebilmis
degildir. Zira kaynaklardan bir kismi bunun Edirne'de, bir kismi da Bursa'da olduguna dair
bilgi vermektedir. Bazi kaynaklar ise Sultan Murad'in bulundugu yeri zikr etmezler.
Uzunçarsili, Sultan Murad'in nikahladigi kizin adinin Hatice Sultan oldugunu hicrî, 906
(M. 1500) tarihli bir vakfiyesi bulundugundan, kabrinin Bursa'da Kükürtlü Kaplicasi'nin
yakinindaki Hatice Sultan Türbesi denilen büyük bir türbede oldugunu, orada daha baska
kabirlerin de bulundugunu, ne türbe kapisinda ne de diger kabirlerde bir kitabenin
bulundugunu nakleder.


Sultan Murad, evlendigi yil içinde kiz
kardeslerinden üçünün de dügünlerini yaptirir. Hemsirelerinden Sultan Hatun'u
Isfendiyar Bey'in oglu Kasim Bey'e, Ayse Hatun'u bilahare Varna muharebesinde sehid
düsecek olan Karaca Bey'e, Ayse Hatun'u da Çandarlizâde Ibrahim Pasa'nin oglu Mahmud
Bey'e nikahlamisti. Bu dügünler vesilesiyle büyük ziyafetler veriliyor, fakir ve
yoksullar doyuruluyor, dügüne istirak eden herkese ihsanlarda bulunuluyordu.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz