TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

SEHZÂDELER MESELESI

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1SEHZÂDELER MESELESI Empty SEHZÂDELER MESELESI Paz Haz. 28, 2009 12:08 pm

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

SEHZÂDELER MESELESI

Yavuz Sultan Selim, idareyi ele geçirdigi zaman, düsmanlari
sindirilmis ve hududlari saglama baglanmis bir Rumeli'ye karsilik, devletin gelecegine
göz dikmis Sark (Dogu) düsmanlariyla yüz yüze gelmisti. Fakat iç emniyet saglanmadan
disari ile ugrasmak mümkün degildi. Her saltanat degisikliginde oldugu gibi, yine taht
rakibi birkaç sehzâde çikabilirdi. Bunlar, tahti ele geçirmek için komsu bazi
devletlerle anlasmalar da yapabilirlerdi. Böyle durumlarda üzerinde ittifak edilen konu,
genellikle kendileri ile anlasilan devletlere bazi bölgelerin terk edilmesi seklinde
oluyordu. Bu yüzden, bazi sehzâdelerin basinin gitmesi gerekiyordu. Ne çare ki, onlar
gitmeyecek olsa, memleket gidecek veya memlekette kan gövdeyi götürecekti. Memleketi ve
bütün bir tebeayi (vatandasi) böyle bir duruma sokmamak için Osmanli hükümdarlari
gözlerinden yaslar aka aka kardeslerini ortadan kaldirmayi adeta bir vazife biliyorlardi.
Zira bu, memleketin selâmeti için gerekliydi. Bununla beraber, daha önce de
belirtildigi gibi Yavuz Sultan Selim, zararli bir faaliyete girismedikleri takdirde
kardeslerine bir fenalik yapmayacagina dair babasina söz vermisti. Bu söze ragmen o,
agabeyleri olan Sehzâde Ahmed ile Sehzâde Korkut'un durumlari ile yakindan
ilgileniyordu. Zira elde ettigi devlet idaresinin ve tahtinin temellerinin saglamlasmasi
bir bakima bu ilgiye bagliydi. Aksi takdirde tahti ile birlikte devlet de elden
çikabilirdi. Devletin elden gitmesi bir tarafa, zarar görmesi dahi bütün bir
Müslüman toplumun yok olmasi veya baska din mensuplarinin idaresine girmesi demekti.
Nitekim kisa bir süre içinde cereyan eden hadiseler, Yavuz Sultan Selim'in bu ilgi
konusunda ne kadar hakli oldugunu ortaya koyacaktir.


Gerçekten, Sehzâde Ahmed, kardesi Selim'in, babasinin yerine
tahta geçmesini bir türlü kabul edememisti. O, gerek babasinin, gerekse devlet
adamlarinin vaadleriyle kendisini Osmanli tahtinin tek varisi olarak biliyordu. Tahti ele
geçirmek için de her seyi yapmaya hazirdi. Onun, devletin yönetimini ele geçirme
faaliyetleri yüzünden Sultan Selim, Ahmed gailesini bertaraf etmek üzere hazirlanmak
zorunda kalir. Zira Ahmed, babasi II. Bâyezid'in sagliginda hükümdar olmak üzere
harekete geçmis, Üsküdar'a kadar gelmis, fakat yeniçerilerin müdahelesi sonunda geri
dönerek Konya'ya çekilmis ve orada hükümdarligini ilan ederek her tarafa hükümler
göndermeye baslamisti. Ahmet. Konya'da padisahligini ilan etmekle kalmamis, ayni zamanda
oglu Alaeddin'i göndererek l9 Haziran l5l2'de Bursa'yi da ele geçirmisti. Alaeddin,
Bursa Subasisi'ni öldürterek Hutbe ve Sikkeyi babasi Sultan Ahmed adina çevirtmek
ister. Fakat Bursa halki buna karsi direnerek Selim'e bagli olduklarini göstermeye ve ona
itaat etmeye devam eder. Lütfi Pasa, Alaeddin'in Bursa'da yaptiklarini çok özet bir
sekilde su ifadelerle nakleder: "Sultan Alaeddin, Bursa'ya gelüp ve Bursa'yi zapt
edüb subasisini ve Sultan Selim'e tabi olanlarin ekserin (çogunu) kiliçtan geçürüp
ve mîrîye müteallik emvâli (mallari) zapt edüp ve sehirlisinden dahi nice mal ve
menal alub ve babasi Sultan Ahmed adina Hutbe okudub" Lütfi Pasa'nin verdigi bu
bilgi, Sehzâde Alaeddin'in, Bursa'da yaptiklarini ortaya koyup sergiledigi gibi,
babasinin, hükümdar olarak vazifeyi deruhte etmesi halinde yapabilecegi isler hakkinda
da bir ip ucu vermektedir. Sehzâde Ahmed, böyle bir hareket karsisinda Selim'in sessiz
kalmayacagini kestirmis olmali ki, yaninda bulunan ve kendisini destekleyen devlet
adamlarinin tesviki ile yardim talebinde bulunmak üzere oglu Murad'i da Sah Ismail'e
göndermisti. Sah Ismail'in izniyle etrafinda 20 bin civarinda asker toplanir. O da gelip
Tokat taraflarinda halka eziyet etmeye baslar. Ordusunda bulunan Kara Iskender, onun hem
komutani hem de akil hocasi idi. Öbür taraftan Sah Ismail'in adami Nur Ali de etrafi
yakip yikiyor ve " Il ü gün Sah Ismail'indir" diye ilan ediyordu.


Sehzâde Ahmed ve ogullarinin hareketleri, halk üzerinde çok
kötü tesirler meydana getirmeye baslar. Zira halk, daha önce alismis oldugu sukûnet,
devlete güvenme ve haksiz bir sekilde vergi vermeme prensipleri artik ortadan
kaldirilmis, idareyi ele geçirmek isteyen bu insanlarin keyfine göre vergi vermek ve
onlara hizmet etmekle yükümlü tutulmustu.


Öbür taraftan Yavuz Sultan Selim, Kefe'de bulunan oglu
Süleyman'i Istanbul'a çagirip onu, yerine Kaim-i makam (Kaymakam) biraktiktan sonra
askerini toplayip durumun enine boyuna tartisilmasi için müzakere açar ve der ki:
" Babama söz vermistim, kardeslerim rahat durduklari müddetçe onlara
dokunmayacaktim. Fakat görüyorsunuz, memleket ne hale geldi? Benim arzum sonuna kadar
bunlarla savasmak ve memleketi bunlardan kurtarmaktir." Bu arada kardesi Ahmed'e de
bu durumdan vaz geçmesi için bir mektup yazip ileri gelen devlet adamlarindan biri ile
gönderir. Fakat Ahmed, basina toplamis oldugu Turgutlu ve Varsak askeri ile Selim'in bu
baris teklifini kabul etmeyip isyana devam eder. Bundan sonra, devlet erkâninin tamami,
Selim'i destekler. Selim'in arzusu üzerine Istanbul'dan Anadolu'ya geçilir. l5
Cemaziyelevvel 9l8 (29 Temmuz l5l2 )'de Bursa üzerine gidilir. Halk tarafindan sehri terk
etmeye mecbur birakilan Alaeddin, çekilmek zorunda kalmisti. Bu esnada Ankara'da bulunan
Ahmed, Amasya'ya geri dönmüs ise de Amasya Sancakbeyi Mustafa Pasa'nin, sehrin
kapilarini açmamasi ve bu arada Ankara'ya kadar ilerleyen Yavuz Sultan Selim'in
kuvvetleri tarafindan takip edildiginden doguya dogru kaçmaya devam eder. Darende ve
Malatya'yi geçip oradan Misir Sultani veya Sah Ismail'e siginmak ister. Yavuz Selim'in,
takibi için gönderdigi Malkoçoglu Tur Ali Bey, pesinden Darende ve Malatya'ya kadar
gelir.Tur Ali Bey, buradan Yavuz Selim'e bir mektup yazarak Memlûk topraklarina girip
girmeme hususunda fikrini sorar. Bunun üzerine Yavuz Selim, Memlûk topraklarina girmeden
geri dönmesini ister. Tur Ali Bey, oradan Sivas'a gelir. Bursa'dan Ankara'ya gelmis olan
Yavuz Selim de kisin yaklasmasi üzerine Bursa'ya döner. Ahmed, Darende'den Yavuz'a bir
mektup gönderir. Mektubunda kendisinin yabanci bir devlete iltica etmesinin Osmanli
Devleti için büyük bir utanç vesilesi olacagini bildirerek anlasma teklifinde bulunur.
Bu mektuba karsilik veren Yavuz Sultan Selim, onun bu teklifini red ederek sadece
Müslüman bir devlette kalabilecegini bildirerek bu sartla her türlü ihtiyacinin
karsilanacagini söylemisti. Bu siralarda, Amasya'yi zapteden Ahmed'i ani bir baskin ile
ele geçirme tesebbüsü de sonuçsuz kalmisti. Bununla beraber Yavuz Sultan Selim,
Ahmed'e olan meyli yüzünden Vezir-i Azam Koca Mustafa Pasa'yi Ahmed'le haberlesiyor diye
Bursa'da idam ettirerek onun yerine Hersekzâde Ahmed Pasa'yi dördüncü defa olarak
sadarete getirir.


Yavuz Sultan Selim, devletin bekasi ve halkinin selâmeti için
sehzâdeler gailesini bütünüyle bertaraf etmek zorunda idi. Tarihî bilgi ve
tecrübeler, hayatta kalan sehzâdelerin devamli olarak devlet için bir proplem
olduklarini, dis güçlerin, bunlarin saltanat hirsindan devamli surette yararlandiklarini
gösteriyordu. Bunun içindir ki, Yavuz Sultan Selim, Sehzâde Mahmud'un ogullari
Kastamonu Beyi Musa ile Orhan ve Emirhan, Âlemsah'in oglu Çankiri Beyi Osman ve
Sehinsah'in oglu Nigde Beyi Mehmed'i de ortadan kaldirdirmak zorunda kalir. Selim, ilmi,
irfani ve cömertligi ile her sinif halkin, bu arada yeniçerilerin sevgisini kazanmis
bulunan agabeyi Korkut'un saltanat hakkindaki görüslerini ögrenmek için, kendisine
devlet ricali agzindan mektuplar yazdirir. Bu mektuplara kanan Korkud'un, hâla saltanata
gelme arzusunda oldugunu "derûnunun saltanat havasi ile" gören Yavuz Sultan
Selim, Bursa'dan hareketle Saruhan (Manisa) üzerine yürür. Maksadi onu kendi sarayinda
ansizin bastirmakti. Bu haberi alan Korkut, yanina Pervâne (Piyale) adli lalasini alarak
Rodos sövalyelerine veya Avrupa devletlerinden birine iltica etmek gayesiyle gizlice
Antalya'ya dogru kaçmaya muvaffak olmustu. Bu kaçis esnasinda onun Teke ili'nde veya
Hamid ili'nde bir magaraya gizlendigi bildirilmekle birlikte onun Bergama civarinda
bulunan bir magaraya gizlendigi anlasilmaktadir.* Sultan
Selim, gelip agabeyi Korkud'u bulamayinca, onun Frenk veya Misir'a gitme ihtimalini
düsünerek denizler dahil olmak üzere her tarafi kontrol altina alir. Agabeyini
yakalayamayan Yavuz Sultan Selim, geri dönerken Anadolu'dan kus uçurtmaz olur. Bu esnada
Korkud Çelebi, yerini kesfeden Türkmenlerin ihbari üzerine Piyâle ile birlikte
yakalanir. Bursa'ya getirildigi bir sirada Egrigöz'de 9 Mart l5l3'te Kapicibasi Sinan Aga
tarafindan uykuda iken yay kirisi ile bogulmak suretiyle öldürülür. Daha önce
Muhafizlar tarafindan Korkud'un yanindan uzaklastirilmis bulunan Piyâle, döndügünde
efendisinin öldürülmüs oldugunu görerek büyük bir teessüre kapilir. Artik hiç
birsey kendisini avutamaz. Onun tek tesellisi, ölünceye kadar, Bursa'da Sultan Orhan
türbesine defn edilen Korkud'un türbedârligini yapmak olur. Gerçekten Sultan Selim,
Sehzâde Korkud'un nedimi (lala) olan Piyale'yi efendisine sâdikane hizmet ettigi için
takdir edip mükafatlandirir. Bol ve külliyetli miktardaki bir tahsisatla onu
türbedarliga tayin eder. Korkud Çelebi'nin ölümü üzerine üç günlük genel bir
matem ilan eden Yavuz Sultan Selim, biraderinin saklandigi yeri haber veren Türkmenlerden
bazilarini öldürtür.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz