TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

MUSTAFA ÇELEBI'NIN ISYANI ve ÖLDÜRÜLMESI

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

MUSTAFA ÇELEBI'NIN ISYANI ve
ÖLDÜRÜLMESI


Sultan Ikinci Murad, hükümdarliginin ilk iki
yilini iç isyanlari bastirmak ve ülke birligini yeniden tesis etmekle geçirdi. Gerek
kendisi gerekse devleti için en büyük tehlike Mustafa Çelebi'nin isyani idi, Daha
önce de temas edildigi gibi Mustafa Çelebi, Bizans Imparatoru'nun sözünden çikmamak,
oglunu rehine olarak onun yarlina vermek ve Osmanlilar'a ait bazi yerleri Bizans'a terk
etme karsiliginda Imparatorun adami ile bir antlasma yapmisti. Buna karsilik Imparator da
Ikinci Murad'i degil, onu hükümdar olarak taniyacakti. Bu hareketin gerçeklesmesi için
de Imparator ona yardim edecekti. Iki taraf arasinda gerçeklestirilen bu antlasma
geregince Imparator, Limni adasinda sürgün hayati yasayan Mustafa Çelebi'yi Gelibolu
önlerine çikarip ona yardim edecekti. Onu, 15 gemiden mütesekkil bir filo ile Gelibolu
önlerine çikaran Leontarius, bu hareketi ile Bizans adina büyük bir basari saglamis
oluyordu. Mustafa Çelebi, yaninda Izmiroglu Cüneyd Bey ve maiyetine ilaveten bir kisim
Rum kuvvetleri de oldugu halde Gelibolu'ya gelir.


Mustafa Çelebi'nin kuvvetleri Gelibolu'ya
çiktiklari zaman karsilarinda Sultan Murad'in kuvvetlerini buldular. Iki taraf arasinda
siddetli muharebeler oldu. Mustafa'nin kuvvetlerine kumanda eden Cüneyd Bey, galib
gelince Mustafa kadirgadan inip karaya çikar. Ama muharebe yeniden devam edip
siddetlenir. Geceyi kadirgada geçiren Mustafa Çelebi, Gelibolu halkinin ileri
gelenlerini davet ederek kendisinin Yildirim Bayezid'in oglu oldugunu, Edirne'ye gitmesi
için kendisine yol verilmesini ve hükümdar olarak taninmasini ister, Gelibolu halki ve
civardakiler, Mustafa Çelebi'ye bey'at ettilerse de Sahmelek komutasindaki kale
muhafizlari kaleyi teslim etmediklerinden Mustafa Çelebi, Izmiroglu Cüneyd Bey ile
Leontarius'u kale önünde birakarak Aynaroz taraflarina dogru yürüyüp bazi yerleri ele
geçirmisti. Halk, geçtigi yerlerde Mustafa Çelebi'ye iltihak ediyordu. Böylece, gün
geçtikçe kuvvetleri de çogalip büyüyordu. Bu arada önemli olan mesele Rumeli'de
sadece halk tabakasinin degil, askerin, komutanlarin ve Rumeli Beylerbeyi'nin Mustafa
Çelebi'ye iltihak ederek onu hükümdar olarak kabul etmeleri geliyordu. Zaten onun kisa
zamanda muvaffak olmasinin ve kuvvetlerinin çogalmasinin en önemli âmili Rumeli bey ve
komutanlarinin kendisine katilmalari idi.


Mustafa Çelebi'nin, Müslüman kani akitilarak
zapt edilmis olan topraklari Bizans'a terk etmeyi kabul eden bir antlasma imzaladigi ve
devletin birligini bozacak iddialarla ortaya çiktigi halde Rumeli beylerinin ona iltihak
etmesi dikkati çekecek bir noktadir. Bazi tarihçilere göre bunun sebebini henüz on
sekiz yasinda bulunan bir delikanlinin yerine, yetiskin bir kimsenin tahta geçmesi arzusu
bulunmaktadir. Bununla beraber bu meseleye sadece yasça küçük veya büyük olma
açisindan bakmamak gerekir. Bölge halkini etrafina toplamayi basaran Mustafa Çelebi,
Vardar Yenicesinden sonra Edirne'yi de ele geçirmek suretiyle Rumeli'ne hakim olacakti.


Cüneyd Bey'in fikir ve yardimi ile Rumeli'nin
"Yayasini" "Müsellem" hale getiren Mustafa Çelebi, her birine
elliser akça harçlik tayin ederek yeni bir teskilat kurmaya muvaffak olur. Bu uygulama,
askerin hosuna gider. Mustafa Çelebi'nin yaptigi tahribat ve kazandigi basari haberleri
Bursa'ya ulasinca Sultan Murad'in huzuru ile Vezir-i Azam ve Beylerbeyi Bâyezid, ikinci
vezir Çandarlizâde Ibrahim, üçüncü vezir Haci Ivaz Pasa'larla Timurtas Pasa'nin
Umur, Ali ve Oruç Beyler adindaki üç oglu bir görüsme yaparlar. Bu görüsmede
Ibrahim Pasa ile Haci Ivaz Pasa, hem beylerbeyi olmasi hem de Rumeli beylerini yakindan
tanimasi sebebiyle Bayezid Pasa'nin Mustafa Çelebi üzerine gönderilmesini teklif
ederler. Timurtas Pasa'nin ogullari ise bizzat padisahin gitmesini söylerler. Sultan
Murad, ilk iki vezirin teklifi üzere babasinin en güçlü vezirlerinden olan Bâyezid
Pasa'nin gitmesini uygun görür.


Gelibolu yolu kapali oldugundan Bâyezid Pasa kis
mevsiminde Istanbul Bogazi'ndaki Güzelcehisar (Anadoluhisari)'dan Rumeli yakasina geçer.
Yaninda büyük bir kuvvet yoktu. Edirne tarafina gidip orada da kuvvet topladi. Mustafa
Çelebi'nin Gelibolu'dan çikip geldigini duyunca onu Sazlidere mevkiinde karsilar.
Askeri, Mustafa Çelebi tarafina geçen bu Pasa da sehzadeye iltihaka mecbur olur. Mustafa
Çelebi, Timur ile yapilan savasta aldigi yaralari göstererek Bâyezid Pasa'yi kendine
baglayip vezir tayin etmek istediyse de çok geçmeden Evrenos ogullari ve Cüneyd Bey'in
de tesviki ile onu Sazlidere'de öldürtür. Bâyezid Pasa'nin öldürülmesinden sonra
bütün askerleri, Mustafa'nin tarafina geçerler. Bundan sonra parlak bir tören ve
muzaffer bir eda ile Edirne'ye giren Mustafa Çelebi, burada hükümdarligini ilân eder.
Rumeli'deki bütün sehir ve merkezler, onun hükümranligini tanidilar.


Mustafa Çelebi, bundan sonra Anadolu'ya geçmek
üzere Gelibolu'ya tekrar hareket eder. Artik Rumeli'nin bütün beyleri ve kuvvetleri
onunla beraberdirler. Mustafa Çelebi'nin Sazlidere basansini haber alan Gelibolu
muhafizi, kaleyi Dimitrius Leontarius'a teslim etmek zorunda kalir. Dimitrius, buraya
asker ve mühimmat koymaya hazirlanirken, Izmiroglu Cüneyd Bey yetiserek buna mani olur.
Bunun üzerine Mustafa Çelebi'ye bas vuran Dimitrius'a, Mustafa Çelebi, Gelibolu'yu
Imparatora teslim edecegine dair verdigi sözü unutmadigini, ancak böyle bir harekette
bulunmasinin Müslüman halk arasinda büyük bir infiale sebep olacagini bu yüzden
halkin kendi padisahligini tanimayacagini söyler. Bunun üzerine Istanbul'a dönen
Dimitrius Leontarius, durumu Imparatora anlatir.


Mustafa Çelebi, Gelibolu kalesini tahkim ederek
donanmaya komutanlar tayin eder. Buradaki isleri yoluna koyduktan sonra Edirne'ye
dönerek, daha önce kardesi Çelebi Sultan Mehmed tarafindan devlet hazinesine konmus
bulunan servete el koyarak sefahata baslar.


împarator, Mustafa Çelebi'nin kendisini atlatarak
Gelibolu'yu vermemesi üzerine onu terk edip Sultan Murad'la anlasmak ister. Bu siralarda
Bursa'da bulunan Sultan Ikinci Murad, Gelibolu'nun Imparatora teslim edilmedigi haberini
alinca o da bu firsattan istifade etmek ister. Bunun için, Bâyezid Pasa'nin ölümünden
sonra Vezir-i Azam olan Çandarlizâde Ibrahim Pasa'yi elçi olarak Istanbul'a gönderir.
Fakat Imparator, Gelibolu ile iki sehzadenin kendisine teslim edilmesinde israr ettigi
için bir anlasmaya varilamaz. Bu durum, Sultan Murad'in, Mustafa Çelebi tarafindan
kazanilan basarilardan bir hayli telasa düstügünü göstermektedir. Gerçekten de
Sultan Murad, Yildirim Bâyezid zamaninda Bursa'ya gelen ve kaynaklarin ifadesine göre
bütün Osmanli padisahlarinin kendisine hürmet ettigi, kendisinden daima hayir dua
bekledikleri ve kendilerine kiliç kusatan Emir Sultan'dan manevî yardim talebinde
bulunur. Verilen bilgiye göre Emir Sultan, Murad ile amcasi Mustafa Çelebi (Düzmece
Mustafa) arasindaki mücadelede, Sultan Murad tarafini tutup onu tesci' etmis, ayni
hükümdarin 1422 Istanbul muhasarasina beraberinde yüzlerce dervis ile bizzat istirak
etmistir.


Cenevizliler, Osmanlilar'dan önce Foça'daki sap
madenlerini isletiyor ve Saruhanogullari'na her sene bir miktar para vererek buradaki
kalede ikamet ediyorlardi. Buradan elde edilen saplari da Avrupa piyasalarina ihraç
ediyorlardi. Bölge, Osmanlilar'a geçtigi zaman bu vergiyi Osmanlilar almaya basladilar.
Bu Ceneviz kolonisi, dogudaki diger Ceneviz kolonileri gibi belli bir süre tayin edilen
podesta (vali, komiser) veya konsoloslar vasitasiyle idare ediliyorlardi. Çelebi Sultan
Mehmed'in sagliginda Foça'da Jan Adorno adinda bir podesta bulunuyordu. Burasi on sene
müddetle kendisine verilmisti. Adorno, Foça madenlerini islemek karsiliginda senede
yirmi bin altin üzerine Çelebi Sultan Mehmed'le anlasmisti. Çelebi Mehmed'in vefatindan
sonra ortaya çikan Mustafa Çelebi hadisesi esnasinda, maden isi aksamis ve Jan Adorno
yillik imtiyaz bedelini ödeyememisti.


Adorno, Çelebi Sultan Mehmed'in ölüm haberini
alinca bu firsattan istifade ile borcundan kurtulmak isteyerek Sultan Murad'a mektuplar
yazar. Bu mektuplarda o, kendisini kadirgalarla Anadolu'dan Rumeli'ye geçirebilecegini ve
kendisine hiç kimsenin yapamadigi hizmeti yapacagini söylemisti. Murad tarafindan
memnuniyetle karsilanan bu teklif, zamani gelince iyi bir sekilde degerlendirilecektir.


Böylece, Foça'lilarla da anlasan Sultan Murad'a
karsilik Mustafa Çelebi, kazandigi zaferin sarhoslugu içinde kendini zevk ve eglenceye
kaptirmisti. Askerinin hizmetlerine karsilik, onlari mükâfatlandirmayi aklina bile
getirmiyordu. Hatta öylesine ki sayet Cüneyd, Sultan Murad'in hazirliklarini bildirerek
kendisini tembelliginden uyandirmamis olsaydi, aleyhinde silahlandigi genç padisahi da
unutacak ve Edirne'de hareketsiz oturup duracakti. Cüneyd, Mustafa'ya: "Murad,
Imparatorla pazarlik halinde bulunuyor, üstelik Frenklerle de anlasiyor. Biz de Edirne'de
hiç bir hazirlikta bulunmadan oturuyoruz. Onlar bu tarafa gelmeden önce biz karsi tarafa
geçelim. Her bakimdan düsmanlarimizdan üstünüz. Onlar bu tarafa geçerlerse, bizim
için felaket olur." diyerek onu ikaz ediyordu. Cüneyd, bu sözleri ile düsmanlari
olan Sultan Murad'in Cenevizlilerle birlikte Avrupa'ya gelmeden önce kendilerinin Asya'ya
geçmesini ögütlüyordu. Gerçi O, bu düsünce ve bunun mahsûlü olan hareketleri ile
daha çok kendi menfaatlerine hizmet ediyordu. Çünkü sonucundan ümidini kestigi bir
tesebbüsün sonlarindan, yeni bir hainlikle kurtulmak niyetinde idi.


Mustafa Çelebi, derhal kuvvetlerini toplayarak 20
Ocak 1422'de Gelibolu'ya gelip Lapseki'ye geçer. Sultan Murad'in müttefiki olan
Cenevizlilerin donanmasi, Mustafa Çelebi'nin geçmesine mani olmak istediyse de bunda
muvaffak olamaz. Mustafa Çelebi'nin yaninda on iki bin atli ve bes bin yaya vardi.
Mustafa Çelebi, burada üç gün kaldiktan sonra Bursa'ya dogru harekete geçer. Bunu
haber alan Sultan Murad, Bursa'dan çikarak Ulubad'a gelir. Ulubat deresi üzerindeki
köprüyü keser. Böylece Mustafa'nin ordusunun sol kanadi denize dayanmis, sag kanadi da
Ulubat gölü ve batakliklari ile kapanmis bulunuyordu.


Sultan Murad'in maiyetinde Haci Ivaz Pasa ile
Timurtas'in üç oglu Umur, Ali ve Oruç Beylerle, Cüneyd'in kardesi oldugu söylenen
Hamza Bey de vardi. Iki taraf, Ulubat suyu önünde ve suyun iki kiyisinda karsilasirlar.
Bu karsilasmada hiçbir taraf üstünlük saglayamaz. Sultan Murad'in ordusunda Mihaloglu
Mehmed Bey de vardi. Bu zat, Musa Çelebi'nin Rumeli'deki saltanati zamaninda onun
beylerbeyi yani ordu komutani idi. Bununla beraber el altindan Çelebi Mehmed'e taraftar
idi. Çelebi Mehmed zamaninda akinci beyliginde ve divanda bulunmustu. Seyh Bedreddin
Mahittud olayinda Tokat kalesinde hapsedilmisti. Murad hükümdar olup, Mustafa Çelebi
hadisesi ortaya çikinca Murad'in devlet adamlari, eski söhretli Rumeli beylerinden olan
Mihaloglu'nun serbest birakilarak gönlünün alinmasini ve bunun Rumeli akinci beyleri
üzerindeki nüfuzunun büyüklügünden söz ettiler. Bunun üzerine Mihaloglu Mehmed Bey
derhal Tokat'tan alinarak Bursa'ya getirilmis, oradan da ordu ile Ulubat önüne gelmisti.


Mihaloglu Mehmed Bey, bir gece Ulubat çayinin
kenarina gelerek Rumeli akinci beylerini isimleri ile çagirmaya baslar. Bunlar, çay
kenarina gelerek ölmüs oldugunu sandiklan Mihaloglu'nun sag oldugunu anladilar. O,
akinci beylerine padisahlarinin oglunu terk ederek bir düzme hükümdara tabi
olduklarindan dolayi sitemde bulunur. Bu sitem karsisinda onlar, Mihaloglu'nun istegi
dogrultusunda hareket edeceklerine söz verirler. Böylece Mihaloglu, Rumeli beylerinden,
Murad'in tarafina geçeceklerine dair söz almis oldu. Bu görüsmeden haberdar olan
Mustafa Çelebi, korkmaya baslar.


Bu korku, kalbinde büyük süphelerin meydana
gelmesine sebep olur.


Bu sirada Mustafa, Ulubat çayinin kiyilarina
yaklasir. Murad, savasa hazirlanmakla beraber, tahta çikisinda kendisine kiliç kusatan
Emir Sultan'in kendisi için dua etmesini ister. Emir Sultan da üç gün üst üste dua
edip zaferin Murad'a ait olmasi niyazinda bulunur. Bu üç gün içinde Mustafa,
sinirlerinin fazlasiyla gerilmesinden dolayi bir burun kanamasina tutulur. Mustafa'nin
taraftarlari bunu, onun yenilecegine bir isaret sayarlar.


Tam bu esnada Vezir Haci Ivaz Pasa'dan, Mustafa
Çelebi'ye gizli bir mektup gelir. Haci Ivaz, mektupta kendi sadakatinden bahs ettikten
sonra Rumeli beylerinin Murad'la ittifakindan ve gününü tayin ettikleri bir baskinla
ansizin kendisini yakalayacaklarindan inandirici bir sekilde söz eder. Bundan baska
Timurtas Pasa ogullarindan da Cüneyd Bey'e bir mektup gelmisti. Onlarin bu mektubunda da
dostluklar hatirlatiliyor ve Rumeli beylerinin Mustafa Çelebi'yi yakalayarak Sultan
Murad'a teslim edeceklerine temas ediliyordu. Sayet kendisi Osmanlilarin hâkimiyetini
taniyacak olursa, Aydin ve havalisinin kendisine verileceginden bahs ediliyordu.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz