TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

KARAMAN SEFERI

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1KARAMAN SEFERI Empty KARAMAN SEFERI Paz Haz. 28, 2009 11:35 am

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

KARAMAN SEFERI

Haçlilarin, Balkanlari
astigi ve Osmanlilar'in Rumeli'ni kayb etme tehlikesi ile karsi karsiya kaldigi bir
dönemde, Karamanoglu Ibrahim Bey, daha önce imzaladigi muahedeyi bozarak 1444
Ilkbaharinda Osmanli hududunu geçerek daha genis ölçüde istila ve tâhriplerde
bulunmustu. Bu yüzden Anadolu ve Rumeli'nde Osmanlilar iki ates arasinda kalmislardi.


Karamanoglu'nun, Haçlilarla
birlesip Osmanli'yi arkadan vurmasi, Islâm dünyasinda büyük bir tepkiye sebep oldu.
Devrin din bilginleri onu müskil durumda birakan vaazlara basladilar.


Karamanoglu'nun aleyhinde baslayan
bu cereyan üzerine Sultan Murad, Amasya'nin Hanefî ulemasindan Abdurrahman el-Muslihî
tarafindan yazdmis bir mektupla, Islâm dünyasinin ulemasina müracaat ederek, bir din
düsmaninin taarruzunu def etmek için ugrasan bir Islâm hükümdarinin mülküne, baska
bir Islâm hükümdarinin taarruzuyla tahribat ve katl yapmasinin müslümanlikla ne
derece telif edilecegi hakkinda dört mezheb ulemasindan fetva istemisti. Böylece Sultan
Murad'in kendisi, Haçlilarla ugrasirken, Karamanoglu'nun, kendi ülkesini tahrib edip
Haçlilara yardim etmesine karsilik onun üzerine yürümek için dinî bir destek aradigi
anlasilmaktadir. Murad Bey'in bu hakli müracaati üzerine, devrin âlimlerinden Safiî
Kadi'l-Kudat'i Seyhülislâm Sihabu'd-Din Ahmed Ibn Hacer el-Askalanî (öl. 1449),
Hanefî Kadi'l-Kudat'i Seyhülislâm Saadeddin Deyrî (öl. 1462) ile Abdusselam
el-Bagdadî, Malikî âlimlerinden Kadi'l-Kudat Seyhülislâm Bedreddin et-Tenesî (öl.
1449), ve Hanbelî âlimlerinden Seyhülislâm Bedreddin el-Bagdadî (öl. 1453),
Karamanoglu üzerine yapilacak bir seferin mesru olacagina dair fetva verdiler. Hatta Ibn
Hacer el-Askalanî, verdigi fetvada, Karamanoglu'na karsi mukateleye gücü yetenlerin
onunla savasmalarinin vâcib oldugunu belirterek kaninin helâl oldugunu beyan ediyordu.
Saadeddin Deyrî ise kaleme aldigi fetvasinda Karamanoglu'nun yapmis oldugu fenaliklardan
dolayi tevbe edip Hakk'a rücu' etmesini, bunun gerçeklesmesi için de Frenklerle savasan
Osmanoglu'na askerleri ile yardim etmesini tavsiye ediyor, aksi takdirde dünyada ve
ahirette rezil olup hüsran içinde kalacagini belirtiyordu. Keza Bedreddin el-Bagdadî
el-Hanbelî ve Bedreddin et-Tenesî de Ibrahim Bey'in katlinin lâzim geldigine fetva
vermislerdi. Amasya kadisi Abdurrahman el-Muslihî de bu fetvalara yaptigi bir serhle
fetva sahiplerinin görüsüne istirak ediyordu.


Ibrahim Bey'in, Frenklerle birlikte
hareket etmesini Müslümanlikla bagdastiramayan Sultan Murad, Islâm dünyasinin taninmis
âlimlerinden alinan bu fetvalar üzerine harekete geçer. Sultan Murad, oglu ve Manisa
sancakbeyi Mehmed'i yerine vekil birakarak Edirne'den ayrilir. Henüz tam anlamiyla
istikrara kavusmamis Rumeli'nin tehlikeli durumunu da göz önünde bulundurarak yaninda
bes alti bini açmayan Kapikulu askeri oldugu halde 12 Temmuz'da Çanakkale Bogazi'ni
geçip Anadolu askeri ile birlestikten sonra Karamanlilar'a karsi büyük ve müthis bir
intikam seferine girisir.


Osmanlilarin giristikleri bu
intikam seferi karsisinda panik içinde Taseli'ne kaçabilen Ibrahim Bey, esi olan
padisahin kiz kardesi ile veziri Server (Sürur) Aga'yi Yenisehir'de bulunan Murad Bey'e
gönderip pek çok taviz karsiligi barisa razi olacagini bildirir. Elçiler, padisaha çok
yalvarirlar. Bunlar, Ibrahim Bey'in ilk tecavüzünde herhangi bir müdahalesinin
bulunmadigini, son defaki tecavüzü de Turgutogullari'nin tahriki ile oldugunu beyan
ederek ycniden barisin saglanmasina muvaffak olurlar. Murad Bey, kizkardesinin ve bütün
suçu Turgutogullari'na yükleyen Server Aga'nin israrlari üzerine ileri sürecegi
sartlari yerine getirmesi sartiyle Karamanoglu ile anlasmayi kabul eder. Çok zor durumda
kalan Ibrahim Bey, Murad Bey'le yeminle teyid ettigi bir "sevgendnâme"
(yeminlesme) akdederek ileri sürülen agir sartlari kabul etmek zorunda kalir. Türkçe
olarak kaleme alinan bu sevgendnâmeye göre Ibrahim Bey, Osmanlilar'a karsi düsmanca
hareketlerde bulunmayacagini Kur'an-i Kerim üzerine yemin etmek suretiyle belirtiyor,
Murad Bey ile oglu Mehmed Çelebi'nin düsmanlarina düsman, dostlarina da dost olmayi
kabul ederek savas sirasinda da oglu emrinde yardimci kuvvetler göndermeyi taahhud
ediyordu.


Bu anlasmadan anlasilacagi üzere,
Islâm dünyasinin efkâr-i umumiyesi karsisinda suçlu duruma düsen ve bundan endise
duyan Ibrahim Bey, Osmanlilar'in Rumeli'deki mukadderatini tayin edecek olan Varna savasi
sirasinda Osinanlilar'a zorluk çikarmadigi gibi Ikinci Kosova savasina da oglunun
komutasinda yardimci kuvvetler göndermek suretiyle Osmanlilar'in, dolayisiyle Islâm
âleminin dikkatlerini üzerine çekti. Buna paralel olarak Hiristiyanlar üzerine
yapacagi bir seferin daha önceki fena intibai silecegini hesaplayarak henüz Kibrislilar
elinde olup büyük babasi Alaeddin Ali Bey'in 1367 yilinda fethine tesebbüs ettigi
Gorigos kalesini (Kiz kalesi) zapt eder.


Daha önce de görüldügü gibi
II. Murad, Karamanoglu üzerine gitmeden önce oglu Manisa sancakbeyi Mehmed'i Edirne'ye
getirtmis ve Karaman seferi esnasinda da onu yerine vekil olarak birakmisti. Sultan Murad,
Karamanoglu ile yaptigi anlasmadan sonra Agustos baçlarinda Yeniçehir'den Mihaliç
ovasina gelmiçti. Buradan kapikulu askerleri ve beyleri önünde henüz 12 yasinda genç
bir sehzade olan oglu Mehmed lehine tahttan feragat eder. Böylece kendisi Bursa'da rahat
ve huzurlu bir sekilde ahiret içleri ile mesgul olup ibadet edebilecekti. Sultan Murad'in
tahtini bir çocuga terk edis hadisesini mücerred ve sahsî bir heves veya hevessizlik
olarak degil, hükümdarin böyle bir karara gidecek kadar asil ve feragatli bir ruh
haletine sahip oldugunu görmck lazimdir. Bu tahttan uzaklasma keyfiyeti belki de Sultan
II. Murad'in, devrine kazandirmis oldugu muvaffakiyetlerin anahtaridir. Zira tahti, sahsî
bir ikbal ve devlet ihtirasi adina degil, kütle menfaati namina üstüne almis olmanin en
kesin ve açik delilidir.


Solakzâde, Sultan Murad'in çok
çalismak suretiyle Osmanli memleketinde güven ve emniyet temin ettigini, içleri yoluna
koydugunu belirttikten sonra söyle der: "Saltanat içlerinden feragat buyurup,
bundan sonra halvette ve uzlette oturmayi arzu eyledi. Saltanat tantanasini, miskinlik
sermayesine tebdil etmekle sonsuz ugurlar bulmayi ummakta idiler.” Sultan Murad, bu
karekter ve yaratilista olan bir kimse idi. Fakat ne yazik ki bu arzusu,
gerçeklesmeyecekti. Çünkü henüz 12 yasinda olan bir çocugun baçinda bulundugu
devlet, kolay yutulabilir bir lokma idi. Bu sebeple Hiristiyanlar, on yillik bir muahede
yapmis olmalarina ragmen bu antlasma on gün bile sürmeyecektir.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz