TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

SULTAN MEHMED'IN HAYRATI

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1SULTAN MEHMED'IN HAYRATI Empty SULTAN MEHMED'IN HAYRATI Paz Haz. 28, 2009 11:27 am

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

SULTAN MEHMED'IN HAYRATI

Çelebi Sultan Mehmed, kendisinden önceki Osmanli
hükümdarlari gibi vatandaslarini (tebeasini) gözeten, onlar için imkânlar hazirlamaya
çalisan bir hükümdardi. Bu bakimdan günün ekonomik, sosyal ve dinî sartlarinin
gerektirdigi ihtiyaçlari karsilamak için gayret sarf ediyordu. Bunun içindir ki o,
fakir, kimsesiz ve hatta yolculari doyurmak için imâretler insa ediyordu. O, sadece
bununla da iktifa etmiyor, ayni zamanda ve özellikle cuma günleri fakirlere ve
yoksullara yemek yediriyordu. Nitekim Hoca Saadeddin Efendi'nin "her cuma günü
fukarayi it'am ve ehl-i ihtiyaca in'am-i amm edüb" dedigi Çelebi Sultan Mehmed,
cami, medrese ve çarsilar insa edip onlara vakiflar tahsis ediyordu. O, babasi Bâyezid
ve dedesi Murad gibi kendisinden önce geçen hükümdarlar gibi devletin iki baskenti
olan Bursa ve Edirne'yi camilerle süslemisti. Cülusundan kisa bir müddet sonra,
Edirne'de Emir Süleyman'in temelini attigi, Musa Çelebi'nin ancak pencerelere kadar insa
ettirebildigi camiyi (Eski Cami) tamamlamisti. Filibe yolu üzerinde ve Meriç sahiline
yakin bir yerde insa edilen bu camiye vakf olmak üzere de Edirne'deki Bedesten insa
ettirilmisti. Evliya Çelebi, gerek Ulu Cami diye isimlendirdigi bu cami (Eski Cami),
gerekse bundan önceki cami hakkinda söyle demektedir: "Edirne'de bundan ulu ve
ruhaniyetli cami yoktur. Gerçi bundan kadim Mihal köprüsü dibinde Yildirim Han Camii
vardir. Fakat Timur-i bî nûr (Nursuz Timur) hadisesinde bu cami na tamam kalmagla onu da
Çelebi Sultan Mehmed itmam edüb sevabini babasi Yildirim Han ruhuna hibe etmisti."


Sultan Mehmed, dedesi Murad Hüdavendigâr'in Bursa'da
baslatip Yildirim Bâyezid'in yarim biraktigi büyük ve hasmetli camii de tamamlatmistir.
Büyük harcamalarla ortaya çikan bu cami, yirmi bes bölmeye ayrilmis olup bunlardan
yirmi dördü birer kubbe ile örtülmüstür. Yirmi besincinin ortasinda yüksek ve
çevresi yirmi ayak tutan yuvarlak bir pencere vardir. Pencerenin altina cami içinde
genis ve kare seklinde bir havuz tesadüf eder. Bursa Camii, Istanbul ve Edirne
camilerinden bu havuzla ayird edilir. Istanbul ve Edirne'deki camilerden hiç birinin
yukaridan penceresi olmadigi gibi berrak ve devamli akan bir suyun verdigi serinlik te
yoktur. Eskiden, kuslarin cami içine girip yuva yapmalarina engel olmak üzere açik olan
yerlere bakir tellerden bir kafes yapilmisti. Havuzda da dülger baliklari yüzermis.
Minberin oymalari çiçek, meyve, yaprak ve hatta ince islenmis elbise yakalari seklinde
idi. Osmanli ülkesinin mukaddes mabedleri arasinda sadece Sinop Camii'nde buna benzer bir
minber vardi. Temeller, dibinden bir insan boyu kadar yaldizlanmisti. Duvarlara da
"el-Esmau'l-Hüsna" naks edilmisti. Binanin iki ucunda iki minare yükselir.


Sultan Mehmed, Bursa ve Edirne'de iki büyük camii
tamamlatinca, Asya'daki merkezinde yeni bir cami yaptirmaya basladi. Yesil-îmâret Camii
adi ile söhret bulan bu mabed, gerek yapilisinda kullanilan mermerlerin az bulunusu,
gerek onu süsleyen oymalarin inceligi bakimindan, Bursa sehrinin baslica
güzelliklerinden biridir. Bu camiin duvarlarinin bütün cephelerindeki renkli mermerler,
kapi ve pencerelerin içine takildigi kirmizi mermerler üzerine islenmis yazilar, kapi
süsleri göz alicidir. Camiin içini bezeyen çiniler de pek nefistir. Bunlarin üzerine
yazilmis Kur'an âyetleri fevkalâde güzeldir. Kirmizi mermerden oyulmus mihrabin
zerafeti, karsisindaki kapinin güzelligi ile boy ölçüsebilir. Zamaninda kubbeler ile
minareler yesil çini ile kaplanmis olduklarindan, bu çiniler güneste zümrüt gibi
parlar ve yapiya periler sarayi görünümünü verirmis. Bundan dolayi bu cami Yesil
imâret adini almistir.


Caminin yaninda Çelebi Sultan Mehmed'in türbesi bulunur.
Sekiz köseli bir sekilde olan bu türbe, çok güzel bir bahçenin ortasindadir. Yapinin
duvarlari, distan ve içten yesil çini ile kaplanmistir. Bunun sekiz yönünde, gök
renginde bir zemin üzerine gümüs harflerle yazilmis Kur'an âyetleri bulunmaktadir. Bu
iki yapinin yakininda Birinci Mehmed, bir medrese ile yoksullar için bir imâret tesis ve
her ikisine de padisahlara layik bir cömertlikle gelir (vakif) tayin etmistir.


Çelebi Sultan Mehmed'in Yesil Camii, bu padisahin sultanlik
çaginin bir belirtisi olarak günahtan sakinma ve sanat sevgisinin maddi ve devamli bir
delilidir. Sultan Mehmed'e "Çelebi" ünvaninin verilmesi onun buyrugu ile
yapilan anitlardaki sanat sevgisinden ve ince zevkten dolayidir. Bu mânâda kendisine
"Çelebi hükümdar" denmistir.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz