TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

ABDÜLMECîD HAN ve dönemi

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1ABDÜLMECîD HAN ve dönemi Empty ABDÜLMECîD HAN ve dönemi Ptsi Haz. 29, 2009 12:16 am

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

ABDÜLMECîD HAN ve dönemi





Osmanlı sultanlarının otuz
birincisi ve İslam halifelerinin doksan altıncısı. Sultan ikinci Mahmud Hanın
oğlu olup, 25 Nisan 1823 tarihinde Bezm-i Alem Valide Sultandan doğdu.
Şehzadeliğinde iyi bir tahsil gördü. Fransızca öğrendi. Avrupa�da yayınlanan
neşriyatı yakından takib eden Abdülmecid Han yenilik tarafdarıydı. Babasının
1 Temmuz 1839�da vefatı üzerine on yedi yaşında tahta çıktı.


Abdülmecid Hanın devlet
idaresinde yeterli tecrübesi yoktu. Buna karşılık devlet erkanına
güvendiğini, babasının başlattığı ıslahat hareketlerini devam ettireceğini
ilan etti. Fakat bu sırada devlet ileri gelenleri arasındaki rekabet ve
kıskançlık son safhada idi. Sultan ikinci Mahmud Hanın cenaze merasimi
sırasında, Meclis-i vala-yı ahkam-ı adliyye reisi Koca Hüsrev Paşa, sadrazam
Mehmed Emin Rauf Paşadan 2 Temmuz 1839�da mühr-i hümayunu zorla alıp, kendini
sadrazam ilan ettirdi. Bu sırada Osmanlı Devleti, Mısır ile muharebe
halindeydi. Bu sebeple genç padişah meseleyi kurcalamadı ve Hüsrev Paşanın
sadrazamlığını kabul etti. Ayrıca Mısır meselesini halletmek istediğinden,
Mısır valisi Mehmed Ali Paşaya Köse Akif Efendiyi göndererek affettiğini
bildirdi; ordu ve donanmaya harekatı kesme emri verdi. Ancak bu sırada
Nizib�te Osmanlı ordusunun Mısır ordusuna yenildiği haberi geldi. Kaptan-ı
derya Ahmed Fevzi Paşa da, sadrazamın eski husumetinden korkarak, donanmayı
Mısır�a götürüp teslim etti. Böylece ordusuz ve donanmasız kalan Osmanlı
Devleti karşısında cesaret alan Mısır valisi, Sultan ile anlaşmaya
yanaşmadı.Sultan Abdülmecid Han, devleti bu zor durumdan kurtarmak için
çareler aradı. Bu sırada Avrupa�dan yeni dönen Mustafa Reşid Paşa, Sultan�a
Avrupa�nın yardımını sağlamak gibi bir bahaneyle Gülhane Hatt-ı Hümayunu adı
ile meşhur olan Tanzimat Fermanı�nı yayınlatmaya muvaffak oldu.


Tanzimat Fermanı�nın
yayınlanmasından sonra Mısır�a karşı İngiltere�nin ön ayak olması ile, Mehmed
Ali Paşayı tutan Fransa dışarıda bırakılarak Osmanlı, İngiltere, Rusya,
Prusya ve Avusturya devletleri Londra�da bir araya geldi ve 15 Temmuz 1840�da
Londra anlaşması imzalandı. Buna göre, anlaşmaya imza koyan devletler, Mehmed
Ali Paşaya onar günlük iki ültimatom verdiler. Mehmed Ali Paşa bu
ültimatomları kabul etmediğini bildirdi. Bunun üzerine İngiltere ve Avusturya
tarafından desteklenen Osmanlı kuvvetleri, Mısır ordusunu yendi. Osmanlı askeri
16 Ekim 1840 günü Trablusşam�a, 4 Kasım günü Akka�ya, 13 Kasım günü Haleb�e,
29 Aralık günü Şam�a girdi. Londra anlaşmasına göre artık Mehmed Ali Paşanın
Mısır�dan çıkarılması gerekiyordu. 27 Kasım 1840 günü Mısır ile İngiltere
arasında yapılan anlaşma ile, Mehmed Ali Paşa, ikinci ültimatomun şartlarına
uyacağını bildirince, İngiltere, Osmanlı Devletine ihanet ederek; Babıali�den
Mısır ile Sudan�ın ırsi olarak Mehmed Ali�ye bırakılmasını istedi. Bundan
maksadları, Mısır�ı yalnız bırakıp, şartların müsaid olduğu bir zamanda işgal
etmekti. Bunun üzerine Reşid Paşa, Sultan Abdülmecid�e 24 Mayıs 1841 günü
Mısır fermanını yayınlattı. Bu ferman, 1914 senesine kadar Mısır�ın bir çeşit
anayasası olarak kalmıştır. Fermana göre Mısır, Osmanlı padişahı tarafından tayin
edilen Kavalalı mensuplarınca idare edilecekti.


Mısır meselesi halledildikten
sonra, 13 Temmuz 1841�de Osmanlı, İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya ve
Prusya devletleri Londra�da tekrar bir araya gelerek, Boğazlar andlaşmasını
imzaladılar. Kendi menfaatlerine aykırı olmasına rağmen bu antlaşmayı
imzalayan Rusya, İngiltere�nin dostluğunu kazanarak sulh yolu ile Osmanlı
topraklarını bölüşmek gayesinde idi. Fakat İngiltere, Fransa�yı Ortadoğu�da
etkisiz hale getirip, Mısır mes�elesi ile Osmanlı Devleti üzerinde bir çeşit
ekonomik, siyasi ve kültürel vesayet kurarak; elde ettiği imtiyazlı durumu
paylaşmak istemediğinden, Rusya ile beraber hareket etmek istemiyordu. Ayrıca
Hindistan ve Hind yolu için tehlikeli gördüğü Osmanlı Devleti�ni Rusya ile
meşgul ederek, Hindistan�da ve Ortadoğu�da istediğini yapıyordu.


Mısır meselesinde yenilgiye
uğrayan Fransa, Lübnan�daki Marunileri kışkırtarak, Dürzilerle çarpıştırdı.
1845 senesinde Osmanlı hükumeti bazı tedbirler alarak Fransız kışkırtmalarını
önlemeye çalıştı. Lübnan dağlarında birisi Marunilere, diğeri de Dürzilere
ait otonom iki kaza kuruldu ve bunlar Sayda valisine bağlandı.


Tahta çıkışının ilk senelerini iç
ve dış olaylar ile uğraşmakla geçiren Sultan Abdülmecid, böylece devleti
kısmen huzura kavuşturdu. Islahat işleri ve iç meseleler ile uğraşmak
imkanını buldu. 24 Haziran 1844 tarihinde halka yakın olmak, beldeleri bizzat
görmek için seyahatlar yaptı.


1848�de Avusturya�da Macarlar,
Rusya�da ise Lehler bağımsızlık için ayaklandılar. İsyanı Avusturya ve Rusya
çok kanlı bir şekilde bastırdı. Bu durum, Fransız ve İngiliz kamuoyunda Rusya
aleyhine büyük bir tepkinin çıkmasına sebep oldu. Macar ve Leh
milliyetçilerinin liderleri Osmanlı topraklarına girerek hükumetten sığınma
hakkı istediler. Sultan Abdülmecid Han, kendisine sığınan mültecileri, Rusya
ve Avusturya�nın savaş tehditlerine rağmen geri vermedi. Sultan�ın bu
hareketi Osmanlı Devletinin itibarını çok artırdı. Rusya ve Avusturya�ya
karşı Fransız ve İngiliz ortak desteğini sağladı. Nitekim çok geçmeden kutsal
yerler mes�elesi ve Romanya�nın işgali dolayısıyla Rusya�ya savaş açan
Osmanlı Devleti, bu devletlerin yardımını te�min etti. Böylece Rusya ile vuku
bulan 1853-55 Kırım Harbi görünüşte parlak bir zaferle neticelendi. Ancak
cephedeki zafer, içeride Osmanlı Devletine pek pahalıya mal oldu. Batılı
devletler yaptıkları yardımların karşılığı olarak Osmanlı ülkesinde
Hıristiyanlara yeni haklar verilmesi için 1856 Islahat Fermanı�nı
yayınlattılar. Ali Paşa hükumeti tarafından ilan edilen bu Ferman�ın
hazırlanmasında İngiliz ve Fransız elçileri de bulunmuştu. Görünürde Osmanlı
toplumunu ırk, din ve dil ayırımı gözetmeden kaynaştırmayı hedef alan Islahat
Fermanı azınlıkların bağımsızlık hareketlerini hızlandırıp, devleti yıkılmaya
doğru götürmekten başka bir işe yaramamıştır. Nitekim Ferman�ın
yayınlanmasından çok kısa bir süre sonra Suriye�de ve Cidde�de Müslümanlar
ile Hıristiyanlar arasında çarpışmalar başladı. Eflak, Boğdan ve Karadağ�da
bağımsızlık gayesiyle isyanlar çıktı. Böylece Osmanlı Devletinin yeniden bir
iç ve dış gailelerin içine düştüğü esnada Sultan Abdülmecid Han vefat etti
(25 Haziran 1861). Kabri, Sultan Selim Camii bahçesindedir.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz