TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

IV. MURÂD HAN ve Dönemi

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1IV. MURÂD HAN  ve Dönemi Empty IV. MURÂD HAN ve Dönemi Ptsi Haz. 29, 2009 12:08 am

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

IV. MURÂD HAN

ve Dönemi





Osmanlı pâdişâhlarının on
yedincisi veİslâm halîfelerinin seksen ikincisi. Babası Birinci Ahmed Han,
annesi Mâhpeyker (Kösem) Sultandır. 27 Temmuz 1612�de İstanbul�da doğdu. Tam
bir İslâm terbiyesi ve ahlâkı ile yetiştirildi. Enderun mektebindeki
hocalarından husûsî dersler aldı. Genç Osman�ın başına gelen acı felâket ve
yerine geçen amcası Mustafa Hanın kısa bir süre sonra tahttan indirilmesi
üzerine henüz on bir yaşında iken 10 Eylül 1623�te Osmanlı tahtına çıktı.
Eyyûb Sultan hazretlerinin türbesinde hocası Azîz Mahmûd Hüdâyî�nin elinden
kılıç kuşandı. Yaşı küçük olduğu için, devleti bilfiil idâre edemeyeceği
görüşü hâkim olarak annesi Mâhpeyker Kösem Sultan, saltanat nâibesi tâyin
edildi.


Tahta geçtiğinde, iç ve dış
işlerdeki karışıklıklar devam ediyordu. İdârî işler karışık olduğundan,
Yeniçeri ve Sipâhi askerleri zorbalığa baş vuruyorlardı. Vasî durumunda olan
annesi Mâhpeyker Kösem Sultanın yardımı ile iş başına kıymetli devlet
adamları ve kumandanlar getirerek, ortalığı düzeltti. İran Şâhı Birinci Abbâs
(1588-1629), Osmanlı hudûdunu geçip, Bağdat�ı işgâl ederek, otuz bin Ehl-i
sünnet Müslümânı kadın, çoluk çocuk demeden kılıçtan geçirdi. Rus Kazakları
ise kayıklarla Karadeniz sâhilindeki bâzı köyleri yaktılar. 1625�te
sadrâzamlığa getirilen Hâfız Ahmed Paşa, Kazak korsanlarına ve Safevîlere
karşı harekete geçti. 1625�te Köstence�de Kazakların iki yüz elli kayığı
batırılarak, dört bin kadarı öldürüldü. Şah Abbâs�ın Bağdat�taki zulmünün
önüne geçmek için 1625�te ordu sevk edildi. 11 Kasım 1625�te Bağdat
yakınlarındaki Azamiyye kurtarılarak, Bağdat kuşatıldı. Ancak yeniçerilerin
isyânıyla Bağdat kuşatmasını kaldıran Sadrâzam Hâfız Paşa, Irak�ın kuzey ve
güneyini işgalden kurtardı.


1 Aralık 1626�da Sadrâzamlığa
getirilen Kayserili Halil Paşa, tekrar başlayan Safevî saldırılarının önüne
geçmek ve Abaza Mehmed Paşanın isyanlarını bastırmak için 4 Aralık 1626�da
sefere çıktı. Serdar Halil Paşanın muvaffakiyetsizliği üzerine 6 Nisan
1628�de Sadrâzamlığa Hüsrev Paşa getirildi. 22 Eylül 1628�de Abaza Mehmed
Paşayı yola getiren yeni sadrâzam Safevîlere karşı 5 Mayıs 1630�da
Mihribân�da, 14 Temmuz 1630�da Cemhâl�da zafer kazandı. İranlılar mağlup
olunca, Anadolu�da asâyiş temin edildi.


Dördüncü Murâd Hanın yaşının
küçüklüğünden istifâde eden yeniçeriler, İstanbul�da zorbalıklarını ve
ahâliye kötü muâmeleyi artırdılar. Sadrâzam Hüsrev Paşanın azlini bahâne eden
yeniçeriler ve sipâhiler ayaklanarak saraya yürüdüler. Yeni sadrâzam
Müezzinzâde Hâfız Ahmed Paşayı öldürdüler (1632). Bundan sonra zorbaların zoru
ile sadrazâm olan Receb Paşa döneminde İstanbul�da karışıklıklar günlerce
sürdü. En küçük bir olayda Receb Paşanın tahrîkiyle harekete geçen zorbalar
yeni kelleler istiyorlardı. Diğer taraftan tahta geçtiği günden îtibâren
bütün hâdiseleri dikkatle tâkip ederek, eşkiyanın elebaşılarını tesbit eden
Sultan Murâd Han, 8 Haziran 1632�de devlet idâresini bizzât eline aldı.
İsyancıların elebaşısı olan Topal Receb Paşayı öldürttü. Yeniçeri ve sipâhî
ocaklarını sindirerek, zorbalıkların önüne geçti. Kahvehâneleri ve
meyhâneleri kapatarak tütünü ve alkollü içkileri yasakladı. Emri
dinlemeyenlere şiddetli cezâlar verileceğini îlân edip, sıkı kontroller yaptı
ve yaptırdı.


Lehistan Kazaklarının
Karadeniz�de Osmanlı sâhillerine ve Rumeli�de Tuna yalılarına yaptıkları saldırının
önüne geçmek için 1633 Nisanında Lehistan Seferine çıktı. Osmanlı ordusu
Edirne�ye geldiğinde, Lehistan hükûmeti sulh istedi. 1634�te imzâlanan
Osmanlı-Lehistan Antlaşmasına göre; Kazak akınlarına son verilmesi, Leh
krallarının Kırım hanlarına ve Osmanlı sultanına vergi vermesi, esirlerin
karşılıklı değiştirilmesi kabul edildi.


Sultan Dördüncü Murâd Han, Safevî
saldırılarının önüne geçmek için ordunun başında sefere karar verip,
hazırlıkları tamamladı. 18 Mart 1635�te Revan Seferine çıkan Dördüncü Murâd
Han, önceden tesbit ettirdiği zorbalardan yolu üzerindekileri cezâlandırdı.
27 Temmuz 1635�te Revan önlerine ulaştı. Sefer boyunca ordunun başında
bulunup, askerlerle alâkadar olan, kuvvet, heybet ve dehşetinden ürkülen
Sultan Murâd Hana ordu içinde büyük bir emniyet ve hürmet hissi uyandı. 28
Temmuz 1635 gecesi başlatılan Revan kuşatmasında bütün muhârebe plânları
tatbik edildi. Sultan Murâd Hanın kuşatmanın ilk gecesi yaralanan askerleri
ateş hattından geriye çektirerek hastahâne çadırlarında, cerrahlar tarafından
tedâvi ettirip, ilâçlarının verilmesini emretmesi ve top atışlarında
bulunması askerleri coşturdu. Revan kalesini düşürmek için yapılacak umûmî
taarruz öncesinde Safevîler vire ile teslim olmak istediklerini bildirdiler.
8 Ağustos 1635�te Revan kale muhâfızı Emirgûneoğlu Tahmasp Kulu Han, Sultan
Murâd Hana kaleyi teslim etti. Revan Kalesi tâmir edilip, içine on iki bin
asker ve yeteri kadar cephâne konularak muhâfızlığına Vezir Murtaza Paşa
bırakıldı. 11 Eylül 1635�te Tebriz şehri tekrar zaptedildi. Safevî ordusu,
Osmanlılarla meydan muhârebesine cesâret edemediğinden karşılaşılmadı. Aras
Nehri taraflarındaki Zeynelli aşîretinden bin kadar nüfûsun, Pasin-Erzurum,
Tercan-Erzincan taraflarındaki boş arâzilere iskân edilmesi emrolundu. Van ve
Diyarbakır�da kalan Sultan Murâd Han, Revan Seferine çıkışından on ay sonra
27 Aralık 1635�te İstanbul�a döndü. Osmanlı ordusunun doğudan ayrılmasıyla;
Safevîler, hududa tecâvüz ederek 1 Nisan 1636�da Revan�ı işgâl ettiler. 2
Şubat 1637�de sadrâzamlığa getirdiği Bayram Paşayı Doğu Seferi serdarlığına
tâyin eden Sultan Murâd Hanın kendisi de hazırlıklara başladı ve 8 Mayıs
1637�de Bağdat Seferine çıktı. 16 Kasım 1638�de kuşatmanın başladığı sırada
Pâdişâhtan, daha önce ele geçirilmiş bulunan İmâm-ı A�zam türbesini ziyâret
etmesi istendi. Ancak Sultan; "Bağdat, sapıkların pis ayaklarıyla
kirlenirken, gidip o yüce İmâmı ziyâretten hayâ ederim." cevâbını verdi.
Derhâl tertibât alarak muhâsaraya başladı. Şehirde Bektaş Han Türkmen�in
kumandasında 40.000 kişilik bir Safevî garnizonu bulunuyordu. Şâh Sâfî ise,
atlı kuvvetleriyle Kasr-ı Şîrîn�de olup Osmanlı muhâsarasını gün gün tâkip
etmesine rağmen müdâhaleye cesâret edemiyordu. Sultan Murâd Han, 12.000
sipâhiyi İran içlerine sokup Şehriban bölgesini çiğnettiği hâlde, Şâhı savaş
meydanına çekemedi. Şâh, Bağdat�taki büyük kuvvetlerine güveniyor, Pâdişâhın
muhâsaradan bıkınca çekilip gideceğini zannediyordu.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz