TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

MEHMED ÇELEBI'NIN VEFATI

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1MEHMED ÇELEBI'NIN VEFATI Empty MEHMED ÇELEBI'NIN VEFATI Paz Haz. 28, 2009 11:27 am

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

MEHMED ÇELEBI'NIN VEFATI

Mehmed Çelebi, kisi Bursa'da geçirdikten sonra 1421 yili
ilkbaharinda Gelibolu yolu ile Edirne'ye döner. Bir ara Edirne civarinda tertipledigi bir
av sonunda ormandan çikan bir domuzu takip ederken ani bir felç geçirerek baygin bir
sekilde attan düser. Derhal Edirne sarayina tasinan Mehmed Çelebi'nin durumundan
süphelenen asker, büyük bir heyecana kapilmis ise de bu heyecani yatistirmaya muvaffak
olan devletin ileri gelenleri onu hayatta ve saglikli imis gibi gösterebilmislerdi.
Hükümdarlarinin hayatta ve saglikli oldugunu gören asker ise sevinmisti.


Padisahin hastalandigi Bizans Imparatoru Manuel tarafindan
haber alininca, güya hatir sormak için bir elçi göndermisti. Çelebi Sultan Mehmed,
gelen Bizans elçisini kabul etmemis ve birkaç günden beri hasta oldugunu, bu bakimdan
iyilestikten sonra görüsebileceklerini söylemisti. Fakat bu hastalikta"
kurtulamayacagini anlayinca vezirleri olan Bayezid, Ibrahim ve Haci Ivaz Pasalari davet
ederek kendileri ile gizlice görüsmüstü. Bu görüsmede, Amasya valisi olan büyük
oglu Murad'in hemen davet edilip hükümdar ilan edilmesini vasiyet etmisti. Bu
vasiyetinde ayrica, hükümdar olacak olan oglu Murad'in, küçük kardeslerini
öldürmemesi için de bunlarin imparatorun yanina gönderilmesini bildirmisti. Bu
görüsmeden sonra Murad'a haber verip onu davet etmek üzere Elvan Bey süratle yola
çikarilmisti. Kararin ertesi günü hastaligi son haddine vararak aksam üzeri vefat
etti. Cemaziyelevvel 824 (Haziran 1421) tarihinde meydana gelen vefatin günü hakkinda
farkli görüsler bulunmaktadir. Behcetu't-Tevârih'te bu tarih 23 Cemaziyelevvel 824 (26
Mayis 1421) olarak gösterilmektedir.


Çelebi Mehmed'in, Murad'in derhal getirilmesini istemesi,
ölümü halinde kardesi Mustafa Çelebi'nin imparator tarafindan saliverilmesi endisesi
idi. Çünkü imparator ile yapilan antlasmada kendisi hayatta bulundugu sürece
kardesinin saliverilmemesi seklinde idi. Halbuki kendisinin ölümü ile bu sart ortadan
kalkmis oluyordu. Bu yüzden de onun ölümü gizli tutulmustu. Âsikpasazâde'nin
ifadesine göre asker padisahi görmek istemis, devlet erkani ise bir hekimin tedbiri
sayesinde onu sagmis gibi askere göstermeye muvaffak olmustu. Bu arada imparator
tarafindan padisaha gönderilen Leondari Dimitrios, aradan uzun bir süre geçtigi halde
huzura kabul edilmedigi için süphelenmis ve sonunda bir vasita ile padisahin
öldügünü ögrenmis. Bu haberi derhal Istanbul'a bildirmek için yola çikardigi
birkaç ulak, yollarin tamamen tutulmus olmasindan dolayi gidememislerdi. Fakat Leondari,
deniz yolu ile padisahin ölüm haberini imparatora iletmeye muvaffak olmustu.


Çelebi Sultan Mehmed'in cesedi tahnit edilerek sarayda
muhafaza edildi. Böylece hem asker hem de halk kendisini hayatta biliyordu. Bu arada
Murad'in Bursa'ya dogru yola çikmasi bekleniyordu. Murad'in Bursa'ya geldigi haberi
üzerine padisahin Anadolu'ya bir seferinin olacagi, fakat rahatsiz bulundugu için yalniz
basina gidecegi söylenerek cenaze Anadolu sahiline geçirildi. Onun ölümünü
bildirmemek için pek çok tedbir alindi. Böylece vefati yaklasik 40 gün kadar
saklanabildi. Padisahin cesedi, Bursa'da daha önce insa ettirdigi Yesil Türbe'ye defn
edildi. Çelebi Sultan Mehmed'in bu tarihte 43 veya 47 yaslarinda bulundugu kabul
edilmektedir.


Kaynaklarin verdigi bilgiye göre Çelebi Sultan Mehmed,
beyaz yüzlü, kara gözlü, kara ve çatik kasli, sik sakalli, açik alinli, genis
omuzlu, orta boylu, uzun kollu ve güler yüzlü bir hükümdardi. Osmanli Devleti'ni tek
bir idare altinda topladiktan sonraki hükümdarligi hicrî tarihle 7 sene 11 ay ve
birkaç gün, miladî takvim ile de 7 sene 8 ay ve birkaç gün olmaktadir.


Çelebi Mehmed'in özelliklerini kaynak eserlere istinaden
veren Uzunçarsili, onun hakkindaki kanaatlerini su ifadelerle aktarmaktadir:


"Çelebi Mehmed, ne babasi Bâyezid ve kardesi Musa
Çelebi gibi sert, ne de diger kardesi Süleyman Çelebi gibi yumusak ve kayitsiz idi. O,
makul hareket eden, sabirli, azim ve irade sahibi, sözüne ve vaadine sadik, nazik, vakur
ve ciddi bir hükümdardi. Yalniz dostuna degil, düsmanlarina da kendisini sevdirerek
itimat telkin etmis ve kendisini saydirmistir. Çelebi Mehmed hakkinda Osmanli
tarihlerinden baska yabanci kaynaklar da iyi sehadette bulunmaktadir. Zamaninin olaylari
gözden geçirilince bu kanaatte isabet oldugu anlasilir. Iyi görüsü, vaziyeti
kavrayarak istedigini ve vaziyeti ona göre ayarlamasi, duruma göre uysal davranarak
ileri gitmeyisi, seri hareket etmesi de kendisini en tehlikeli gailelerden basari ile
çikarmistir. Küçük-büyük 24 muharebede bulunarak kirka yakin yara aldigi rivayet
edilmektedir. (Netâyicu'l-Vukuat, I, 36)."


Annesi, Germiyanoglu Süleyman Sah'in kizi Devlet Hatun olan
Mehmed Çelebi, Osmanli Devleti'ni, karsilastigi büyük bunalimlardan basari ile kurtaran
bir sahsiyettir. O, sehzadeler mücadelesinden galip çikarak devletin birligini
saglamisti. Onun en büyük emeli, babasi zamanindaki topraklari tekrar ele geçirmekti.
Bu gaye için çaba sarf etmis ve büyük ölçüde de muvaffak olmustu. Daha önce sözü
edilen Venediklilerle yapilan deniz muharebesi bir tarafa birakilacak olursa Bizans ve
diger devletlerle dostane faaliyetlerde bulunmustur. O, Memlûklular ile de dostça
geçinmisti. Karamanoglu Mehmed Bey'in 822 (1419) yilinda Memlûk ordusu tarafindan esir
edilerek Kahire'ye götürülmesi üzerine, Karamanlilar'in, Kayseri'nin zapti konusundaki
tesviklerine aldirmayan Mehmed Çelebi, dostlugu bozmamis ve sonucu belli olmayan bir
maceraya atilmamistir. Yerli ve yabanci hemen bütün kaynaklar, Çelebi Mehmed'in
dirayetinden, sebatkârligindan ve iyi ahlâkindan bahs ederler. Hammer, onun hakkinda
sunlari yazar:


"Hayir ve din isleri ile ilgili müesseseler meydana
getirmekte söhretli Selçuk sultani Birinci Alaeddin ile boy ölçüsebilecek olan
Birinci Mehmed; din âlimleri ve genellikle Kur'ân'a gönül vermis olanlar hakkindaki
cömertligi bakimindan da Misir sultanlari ile rekabet edebilir. Osmanli hükümdarlari
arasinda ilk defa olmak üzere Anadolu ve Suriye yolu ile Mekke ve Medine'ye giden hacilar
kervani ile bu iki kutsal sehrin fakirlerine dagitilmak üzere "Sürre" adi ile
altin olarak bir miktar akça gönderen odur."


Günümüz yabanci tarihçilerinden biri olan Norman
Itzkowitz, Çelebi Sultan Mehmed'den bahs ederken sunlari söylemekten kendini alamaz:


"Tek yönetici oldugu zaman I. Mehmed'in (1413-1421)
hükümranliginin basarisini belirgin kilan ihtiyatlikti. Timur'un oglu Sahruh'un gücü
geri plânda agirligim hissettirdigi sürece Mehmed, topraklarini geri almis bulunan
Anadolu beylerine karsi askerî harekata girisemezdi. Osmanli tahtinda gözü olanlarin,
Bizans destegine tabi olmalari sebebiyle de Kostantiniye ile iliskilerini yumusak tuttu.
Iç isyanlar, taht kavgalari ve idarî meselelerle sürekli taciz edilen Mehmed, basariya
götürmeyi düsündügü yeniden yapilanma tesebbüslerini engelleyecek herhangi bir
genel Avrupa tepkisini canlandirmama dikkatini gösterdi. Böylelikle onun kisa, ama
hayatî önemdeki hükümdarligi, Osmanli topraklarinin tamamen çözülmesini önleyen
bir koruyuculuk faaliyeti olma basarisina erdi."


Bazi tarihçiler tarafindan devletin ikinci kurucusu olarak
kabul edilen Çelebi Sultan Mehmed, çocuk denecek yastan beri üzerine almak zorunda
kaldigi büyük mesuliyetlerden dolayi son derece yipranmisti. Vücudunda kirk kadar
muharebe yarasi tasiyordu. Bitmek tükenmek bilmeyen gailelerle karsilasmis ama bütün bu
gailelerin hakkindan gelmesini bilmistir. Bununla beraber babasi Yildirim Bâyezid'in son
yillarda eristigi güce erememisti.


Çelebi Sultan Mehmed'in en büyügü Murad olmak üzere
Mustafa, Kasim, Ahmed, Yusuf ve Mahmud adlarinda alti oglu ile yedi kizi olmustur.
Ogullarindan Kasim ve Ahmed, hükümdarin kendisi hayatta iken vefat etmislerdi. Çelebi
Sultan Mehmed vefat ettigi zaman Murad Amasya'da, Mustafa da Hamideli (Isparta)'nde sancak
beyi olarak bulunuyorlardi. Yusuf ile Mahmud ise henüz küçük yaslarda idiler. Isparta
sancak beyi Mustafa, Ikinci Murad'in hükümdarligi zamaninda saltanat iddiasina kalktigi
için Iznik'te yakalanarak bogdurulmustu. Yusuf ile Mahmud ise ileride taht kavgalarina
sebebiyet vermemeleri için gözlerine mil çekilerek kör edilmislerdi. Fakat daha
sonralari Bursa'da çikan bir veba hastaliginda ikisi de vefat etmislerdi.


Çelebi Mehmed'in yedi kizindan Selçuk, Hafsa, Sultan, Ayse
ve Hatice hatunlarin ad ve durumlari bilinmekte ise de diger iki kizinin adi henüz
bilinememektedir. Bunlardan Selçuk Hatun, Candarogullari'ndan Isfendiyar Bey'in oglu
Ibrahim Bey ile evlenmisti. Ibrahim Bey'den çocuklari olan Selçuk Hatun, kocasinin
ölümü üzerine Bursa'ya dönmüstü. 890 (1485) yilinda epey yaslanmis olarak vefat
etmistir. Hafsa Hatun, Çandarzâde veziriâzam Ibrahim Pasa'nin oglu Mahmud ile evlenmis
ve 847 (1443)'ten sonra Hacca giderek Mekke'de vefat etmistir. Sultan Hatun, Isfendiyar
Bey'in diger oglu Kasim Bey ile evlenmistir. 848 (1444) de vefat etmistir. Çelebi
Mehmed'in diger kizlarina gelince bunlar, Ikinci Murad'in hükümdarligi zamaninda
Karamanogullari'ndan Ibrahim, Isa ve Ali Beyler ile evlenmislerdi. Kizlardan biri de Varna
muharebesinde sehid olan Karaca Bey ile evlenmistir.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz