TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

YILDIRIM BAYEZID'lN ANADOLU SULTANI ÜNVANINI ALMASI ve diger OLAYLAR

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

YILDIRIM BAYEZID'lN ANADOLU SULTANI ÜNVANINI ALMASI ve
diger OLAYLAR


Abbasî Halifeligi döneminde Islâm dünyasinda ortaya
çikan yeni devletler, Memlûk hükümdarlarinin yaninda (Misir) bulunan ve fakat siyasî
etkinligi fazla olmayan Abbasî halifelerinin kendi hükümdarliklarini tasdik etme
arzusunu bir gelenek olarak devam ettiriyorlardi. Böylece devletlerinin taninmasi,
mesrulugu ve siyasî nüfuzlarinin artacagina inaniyorlardi.


Filhakika, daha Murad Hüdavendigâr zamaninda baslayan
Osmanli-Memlûk münasebetlerinin iyi bir sekilde devam ediyordu. Bu iyi münasebetler,
Yildirim zamaninda da devam eder. Bu sebeple 794 senesi Rebiülahir (Subat 1392) ayinda,
Rum ülkesinde (Anadolu) sultan olmak için halifeden "tesrif" isteyen
Bâyezid'e, Karak Naibi Âmir Hüsameddin Hasan el-Kuckunî'yi birçok hediye ile
gönderen Sultan Berkuk'un bu vesile ile dostluk hislerini izhar ettigi görülür.


Kendisine, halife tarafindan gönderilen tesrifi,
Bursa'da giyen ve kiliç kusanan Bâyezid, bundan sonra Rum ülkesinin sultani ünvanini
almis olur. Bu arada adi geçen elçinin ricasi üzerine Bâyezid, Karamanoglu gibi Kadi
Burhaneddin Ahmed ile dostça geçinmeye razi olur. Bununla beraber Bâyezid ile Kadi
Burhaneddin arasinda mücadele uzun süre devam edecektir.


Bâyezid'in, halifeden sultan ünvanini almasi, onun
Anadolu'daki Türkmen beylikleri üzerine yapacagi seferleri bir mânâda
mesrulastiriyordu. Bu, ayni zamanda Anadolu birliginin saglanmasi için de gerekli idi.


Bâyezid, gerek bu hadiseden önce, gerekse sonra
Anadolu isleri ile mesgul olmaya baslar. Bu maksatla daha önce kendisine bagli olan,
fakat sonradan Kadi Burhaneddin tarafina geçmis bulunan Kastamonu'daki Çandaroglu
Süleyman Pasa'yi ortadan kaldirmak ister. Bir taraftan da Anadolu'da Kadi Burhaneddin'e
düsman olan beyleri ve özellikle Amasya'da hüküm süren Haci Sadgeldioglu Emir Ahmed'i
kendi tarafina çekmeye çalisir. 1391'de Kastamonu üzerine gerçeklestirilen bu
harekette Bâyezid, Kadi Burhaneddin'in tarafsiz kalmasini ister. Fakat bu konuda ondan
müsbet bir cevap alamaz.


Ancak tam bu sirada Bâyezid, Eflâk voyvodasi
Mirçe'nin daha önce kendisine karsi yapilmis bir akinin intikamim almak üzere, Tuna'yi
geçip 'Karin Ovasi (Karinâbâd)'ni yakip yiktigini ögrenince Kastamonu seferini
birakarak Rumeli'ye geçer. Arkus Ovasinda yapilan siddetli bir muharebede voyvoda esir
edilerek kendisinden agir bir fidye alinmis ve Osmanli tabiiyetini kabul ettikten sonra
yine memleketine gönderilmisti. Ayni sene hudud beyleri de büyük akinlar yapmislardi.
Bu akinlar sonucunda Bosna'ya girerek Naglazinze'ye kadar ilerlemislerdi.


Yukarida belirtilen hadiseden sonra tekrar Anadolu'ya
dönen Bâyezid, Kadi Burhaneddin'in, Candaroglu ile birlesmesine meydan vermeden tekrar
Kastamonu üzerine yürür. Fakat bu defa da mevsimin kis olmasindan dolayi geri çekilmek
zorunda kalir. Zira böyle bir mevsimde hareket üssünden uzak bir mintikada, düsman
ülkesinde kalmak dogru bir hareket olmazdi. Bu sebepten dolayi Bâyezid, tekrar Bursa'ya
döner. Nihayet 794 (1392) ilkbaharinda Kastamonu bölgesine giren Bâyezid, Candaroglu
Süleyman Pasa'nin ölümü ile sonuçlanan savasta, beyligin Kastamonu kolunu ortadan
kaldirir. Bununla beraber Süleyman Pasa'nin kardesi olan ve Sinop'ta hüküm süren
Isfendiyar Çelebi, Osmanlilarla dost geçindigi için kendisine dokunulmadigi gibi
Sinop'ta ayni sekilde kalmasina müsaade edildi.


Bâyezid'in, Kastamonu'yu ilhak etmesi ve Osmancik'i
kusatmasi üzerine bir kismi açiktan açiga, bir kismi da istemeyerek Kadi Burhaneddin'e
bagli görünen Kelkit, Yesilirmak ve Canik bölgelerindeki beylerin, birer birer
Osmanlilara iltihak ettikleri görülür. Bu vaziyet, Osmanlilar ile Kadi Burhaneddin
Ahmed arasindaki münasebetleri oldukça gergin bir safhaya soktu. Iki tarafin öncü
kuvvetleri arasinda Çorumlu sahrasinda meydana gelen savasta Osmanli askeri bozguna
ugrayarak geri çekilmek zorunda kalir. Bu savasta, Bâyezid'in, Karesi ve Saruhan
sancaklari valisi bulunan büyük oglu Ertugrul öldürülmüstü. Bu galibiyet,
Anadolu'da Kadi Burhaneddin'in söhretini bir kat daha artirdi. Hatta Kadi Burhaneddin,
psikolojik etkisinden istifade ile Bâyezid'in Rumeli isleri ile mesgul oldugu ani, firsat
bilerek Amasya'yi kusatma altina alir. Fakat mevsimin kis olmasi ve muhtemel bir Osmanli
taarruzundan çekindiginden Tokat'a döner. Bu arada Osmanli kuvvetlerinin büyük bir
ordu ile Amasya üzerine dogru geldikleri haberini alinca açik bir sahrada onlarla
karsilasmamak için Sivas'a çekilir. Böylece Amasya Osmanli idaresine girer. Sancak
beyligine de Bâyezid'in oglu Mehmed Çelebi tayin edilir(1393).


Bu hareket üzerine Taceddinogullari, Tasan oglu ve
Bafra emiri, Sultan Bâyezid'e bagliliklarini bildirerek onun idaresine girdiklerini kabul
ederler. Süleyman Pasa'nin, Bâyezid ile yapilan harpte öldürülmesinden sonra Kadi
Burhaneddin'e iltica eden 500 kadar Kastamonu atlisi da Taceddinogullan ve dolayisiyla
Osmanlilar tarafina geçmis oluyordu. Bu arada Karaman oglu Alaeddin Ali Bey, Kadi
Burhaneddin'e elçi gönderip Amasya'nin Osmanlilarin eline geçmesinden dolayi
taziyetlerini bildirmek ve müsterek düsmanlari olan Bâyezid'e karsi birlikte tedbir
almak ve görüs ahs verisinde bulunmak üzere kendisini Nigde'ye davet etti. Alaeddin Ali
Bey ile görüsüp birlesmek üzere Sivas'tan hareket eden Kadi Burhaneddin, Karaman oglu
ile anlasmak söyle dursun, büsbütün bozusup harbe tutusurlar. Aralarindaki
düsmanligin gittikçe büyümesi her ikisinin de zayiflamasina ve rakipleri olan
Bâyezid'in daha fazla kuvvetlenip Anadolu'daki kuvvetini daha saglamlastirmasina sebep
oldu. Rakiplerinin arasinda meydana gelen anlasmazligi gören Bâyezid, artik kendisinin
Anadolu'da durmasina gerek kalmadigini anlayarak yeniden Rumeli'deki faaliyetlerine
baslar.


Sultan Bâyezid'in bu dönemdeki faaliyetlerini
inceleyen Mükrimin Halil Yinanç, kaynaklarin verdigi bilgilere dayanarak söyle der:


"1393 senesi Nisaninda Venedik Senatosu, Türklere
karsi birlikte harp etmek üzere Macar Krali ile bir antlasma yapmaya karar vermis ve
Macar Kralini harbe tesvik etmeye baslamisti. Diger taraftan uzun zamandan beri
Istanbul'da kusatilmis olan Imparator Manuel, Hiristiyan devletlere müracaat
ediyordu."


"Macar Kralinin, Tuna kenarina gelmis olmasi ve
Bulgarlarin bunlarla birlesme ihtimali, Bâyezid'i endiselendirdiginden Bulgar kralliginin
son kisminin da ortadan kaldirilmasina karar verir. Bunun için büyük oglu Süleyman
komutasinda bir ordu gönderdi. Bu ordu, Bulgarlarin payitahti olan Tirnova'yi uzun ve
siddetli bir muhasaradan sonra feth etti. Daha sonra Tuna sahilinde birer müstahkem mevki
olan Silistre, Nigbolu ve Vidin zapt olundu. Nigbolu'ya kapanan Bulgar Krali Sisman, oglu
Aleksandr ile birlikte esir edildi. Rivayete göre kral öldürülmüs, oglu da Müslüman
olarak Bâyezid'in maiyetine girmistir. Macar Krali Sigismond, Bulgar ülkesinin Türkler
tarafindan alinmasi üzerine Hiristiyan devletlere müracaat etmis ve Türklere karsi
müsterek bir Haçli hareketi yapilmasi için papayi tesvik etmisti."

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz