Bir batılı olarak B. Shaw’ın tesbiti de ilginç:
“Tanzimat, eski kurumların korunması ve onarılmasına
yönelik geleneksel Osmanlı reform kavramı yerine, bu kurumların -bazıları
Batı’dan ithal edilmek üzere- yenileriyle değiştirilmesini öngören
modern reform kavramını getirdi.”
Peki başarı? Yıkılanların yerine konulanlar Osmanlı’yı
kurtarmış mı? Cevabı başka bir Batılı, Henry Coston veriyor:
“Osmanlı Devleti’nin devamı için ne olursa olsun Batı’ya
bağlanma eğilimi olan Tanzimat, devletin varlığını ve geleceğini
Batı’nın ipoteğine koymakla sonuçlanmış bir harekettir.”
Peki kimdi bu bir milletin ve bir dünya devletinin geleceğini düşmanının
ipoteğine koyan Tanzimatçılar? N. Fazıl’ın nitelemesiyle “Ucuzcular.
Doğu’yu kaybetmiş, Batı’yı bulamamış çeyrek aydınlar.”
"Her şeye rağmen Batılılaşma" projesi olan Tanzimat'ı bilmem ki
günümüzdeki "her şeye rağmen Avrupa Topluluğu" çalışmalarıyla
benzeştirebilir miyiz?