TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız



Join the forum, it's quick and easy

TR-AŞK
MERHABA

Foruma Hoş Geldiniz
Sitemizden Daya İyi Faydalanmak İçin
Lütfen Üye Olunuz



Kutucugu Kapatmak için Lütfen
Do Not Display Again,i tıklayınız

TR-AŞK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tr-ask.yetkin-forum.com devetlimizsiniz

YETKİLİ ALIMLARIMIZ VARDIR MOD VE ÜSTÜ YETKİ VERİLECEKTİR PAYLAŞIMIN DORUĞU UNUTULMAZ AŞKLARIN YAŞANDIĞI TEK FORUMDA YETKİ ALMAK İSTİYORSAN ŞARTLAR ÇOK KOLAY Mod Olmak İçin Tıklayınız

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

DURAKLAMA DÖNEMI VE SON BASARILAR

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1DURAKLAMA DÖNEMI VE SON BASARILAR Empty DURAKLAMA DÖNEMI VE SON BASARILAR Ptsi Haz. 29, 2009 12:08 am

Asİ_TahtacI

Asİ_TahtacI
Gelişmiş Üye
Gelişmiş Üye

DURAKLAMA DÖNEMI VE SON BASARILAR Besmele2


DURAKLAMA DÖNEMI VE SON
BASARILAR


III. Mehmet zamaninda Avusturya'ya karsi devam ettirilen
savaslarda Egri, Kanije ve Haçova zaferleri elde edilmisse de I. Ahmet (1604-1617),
Zitvatorok Antlasmasini imzalayarak (1606), Osmanlinin, Avrupa'daki üstünlügünün sona
erdigini bir anlamda kabul ediyordu. Her ne kadar ele geçen topraklar bu anlasmayla
Osmanlida kaliyorsa da, artik iki devletin "esit" sayildigi hükme baglanmisti.
XVI.yüzyil baslarindan itibaren Avusturya ve Iran'la girilen uzun savaslar, ehliyetsiz
idareciler, liyakatin yerini iltimas ve rüsvetin almasi, buna bagli olarak devletin
askerî ve iktisadî düzeninin temelini olusturan timar sisteminin bozulmaya baslamasi,
devletin güç ve otoritesini, halkin huzur ve asayisini güvenligini sarsmistir. XVII.
yüzyila girilirken bu olumsuz sartlar, anarsinin artmasina sebep olmustur. Merkez ve
tasra teskilâtinda görülen bozulmalar, pek çok isyanin çikmasini ve dolayisiyla
devlet nizaminin sarsilmasini beraberinde getirmistir. Bu isyanlari üç grupta toplamak
mümkündür; Tasrada çikan Celalî Isyanlari, Eyalet isyanlari ve Istanbul merkezli
kapikulu isyanlari. Celalî isyanlarinin en önemli sebepleri, yukarida da belirttigimiz
gibi, devletin uzayan savaslara bagli olarak azalan gelirlerini karsilayabilmek için
vergileri artirmasi, timar sistemindeki bozulmalar ve köylünün artan vergilere karsi
huzursuzluklari idi. Halkin devlete olan güveninin sarsilmasi, isyancilarin gücünü
daha da artiriyordu. Kalenderoglu, Karayazici, Deli Hasan gibi Celâlîlerin isyanlarina,
medrese ögrencisi suhteler ve basibos leventlerin isyanlari da eklenince, devlet
isyanlari bastirmada oldukça zorlandi. Bu isyanlar yüzünden özellikle Anadolu'da
dirlik ve düzenlik kalmadigi gibi, iktisadî durum da oldukça bozulmustur. Yine bu
otorite boslugu nedeniyle Erzurum ve Sivas gibi yerlerin valileri ile Yemen, Bagdat,
Eflâk, Bogdan gibi bagli eyaletlerin yerli yöneticileri de isyan etmislerdi.


Istanbul'daki yeniçerilerin ulûfelerini zamaninda
alamamalarini bahane ederek çikardiklari isyanlar dogrudan sarayi hedef almistir. Fesat
yuvasi hâline gelen Yeniçeri Ocagi'ni düzenlemek isteyen II. Osman (1618-1622)
yeniçerilerin hismina ugramis, isyancilar sarayi basmistir. Yeniçeriler, Genç Osman'i
tahttan indirerek yerine, III. Mehmet'in kardesi I.Mustafa'yi getirmisler ve bununla da
kalmayarak, Genç Osman'i Yedikule Zindanlarinda katletmislerdir. Bu olay yeniçerilerin
bir padisahi tahttan düsürüp, katletmelerinin ilk örnegi olmasi açisindan dikkat
çekicidir.


Yeniçerilerin basa geçirdigi I.Mustafa'nin bir yil sonra
ölmesiyle, Osmanli tahtina IV. Murat geçer (1623-1640), genç padisah, hâkimiyetinin
ilk on yilinda devlet idaresindeki inisiyatifi valide Kösem Sultan'a birakmis ve
güçlenene kadar fesat çikaranlara karsi tedbirli davranmistir. Ancak saraydaki
huzursuzluk ve Anadolu'da yeniden patlak veren isyanlarin tehlikeli boyutlara ulasmasi
üzerine 1632'de duruma müdahale eden IV. Murat, kisa zamanda otoriteyi tesis etmistir.
Sert tedbirlerle nifak çikaranlari, seyhülislâm ve kardesleri de dahil, öldürtmekten
çekinmemis, bosalan devlet hazinesini yeniden çeki düzene koymustur. Toparlanan Osmanli
Devleti, Bagdat'i ele geçiren Iran'a savas açti. IV. Murat, ünlü seferiyle Bagdat'i
geri aldi (1638). Iran ile yapilan Kasr-i Sirin Antlasmasiyla (1639), bugünkü sinirlara
yakin olan Türk-Iran siniri yeniden çizildi.


1640'ta, IV. Murat'in ölmesi üzerine yerine kardesi I.
Ibrahim geçti(1640-1648).


Fakat onun sekiz yillik saltanatinda devlet her açidan
kötülemeye baslamisti. Sonunda 1648 yilinda o da öldürüldü ve çocuk yastaki IV.
Mehmet Osmanli tahtina çikarildi (1648-1687). Harem ve Yeniçeri Ocagi devlet islerine
istedikleri gibi müdahale eder olmuslardi. Bu kötü gidis 1656'da Köprülü Mehmed
Pasa'nin sadrazamlik vazifesine getirilmesine kadar devam etti.Köprülü Mehmet Pasa ve
onun ailesinden olan diger sadrazamlar XVIII. yüzyil baslarina kadar Osmanli Devleti'nin
idaresinde belirleyici bir rol oynamislardir. Köprülüler Devri olarak bilinen bu
dönemde geçici de olsa bir istikrar saglanmis ve Osmanlilar son fetihlerini bu devirde
gerçeklestirebilmislerdir. Köprülü Mehmet Pasa, içerde sükûneti sagladigi gibi,
Venediklilerin eline geçmis olan Bozcaada ve Limni'yi geri alip, Çanakkale Bogazi'ni
ablukadan kurtardi. Köprülü Mehmet Pasa öldügünde, padisah yine genis yetkilerle
oglu Köprülü Fazil Ahmet Pasa'yi sadarete getirdi(1661). Erdel islerine karisan
Avusturya'ya karsi baslatilan savasta Fazil Ahmet Pasa, Uyvar'i fethetti. Avusturya
yapilan anlasmayla, Erdel ile Uyvar ve Neograt kalelerinin Osmanli hâkimiyetinde oldugunu
kabul etti. Uzun süredir kusatilan, Venedik'in elindeki Girit, Kandiye Kalesi'nin
düsmesiyle Osmanli hâkimiyetine girdi(1669). Lehistan'a yapilan sefer sonucunda Podolya
da Osmanli topraklarina katildi (1676).


Büyük basarilara imza atan Fazil Ahmet Pasa'nin genç yasta
ölmesi üzerine, IV. Mehmet, Köprülü'nün damadi Kara Mustafa Pasa'yi sadrazamliga
getirdi(1676).


Kara Mustafa Pasa, Çehrin'i ele geçirdi (1678). Bu zaferden
sonra, Ruslar, Dinyeper nehrinin saginda kalan topraklari Osmanlilara birakmak zorunda
kaldiklari ilk anlasmayi Türklerle yapmistir (1681). Zaferlerin devami getirerek
Osmanli'yi yeniden Avrupa'daki en genis sinirlara ulastirmak isteyen Kara Mustafa Pasa,
Orta Macaristan'da, Katolik Avusturya'ya karsi isyan eden Protestan Macarlari himayesine
aldi. Imre Tököli Osmanlilar tarafindan Orta Macaristan krali olarak tanindi. Mustafa
Pasa, büyük bir orduyla Viyana'ya sefer düzenledi. Kanuni'nin ele geçiremedigi
Avusturya'nin merkezi Viyana'ya karsi baslatilan bu ikinci sefer boyunca Osmanlilar
hiçbir direnmeyle karsilasmadilar. 1683'te kusatma basladiginda, Avusturya imparatoru
çoktan sehri terketmisti. Ancak kusatmanin uzun sürmesi, Lehistan ve Alman askerlerinin,
sehrin imdadina yetismesiyle neticelendi. Iki ates arasinda sikisan Kara Mustafa Pasa,
büyük bir bozguna ugradi. (12 Eylül 1683). Osmanlilar Belgrat'a kadar geri çekilmek
zorunda kaldi. Viyana bozgunu, sadrazamin Belgrat'ta hayatina mal olmustu. Osmanli
devletine karsi Avusturya, Lehistan, Malta, Venedik ve son olarak Ruslarin katildigi(1696)
büyük bir ittifak olusturuldu. Osmanlilar dört cephede bu ittifaka karsi mücadele
verdigi sirada, içte de huzursuzluk artmaktaydi. IV. Mehmet tahttan indirilmesiyle yerine
II. Süleyman (1687-1691) , II.Ahmet (1691-1695) devirlerinde huzursuzluk devam etti. Bu
dönemde yine bir Köprülüzade olan Fazil Mustafa Pasa, ordu ve maliyeyi düzene koymaya
yönelik basarili icraatlerde bulunmus ise de ayni aileden Hüseyin ve Nu'man Pasalar,
sadaret makaminda basari saglayamamislardi.


II. Mustafa (1695-1703), Viyana bozgunu ve ardindan gelen
toprak kayiplarini önlemek amaciyla üç kez Avusturya'ya sefer düzenledi, ilk iki
seferde kismen basari saglandiysa da son seferde Osmanli ordusu Zenta denilen yerde
bozguna ugradi. Bunun üzerine Ingiltere'nin araya girmesiyle Osmanlilar, ittifak
güçleriyle Karlofça Antlasmasi'ni imzalamak zorunda kaldi (26 Ocak 1699). 25 yil için
geçerli olacak bu anlasma sonunda, Avusturya'ya Macaristan'in büyük bir bölümü ve
Erdel, Venediklilere Dalmaçya kiyilari ve Mora, Lehistan'a ise Podolya ve Ukrayna
birakiliyordu. Rusya ile yapilan üç yillik ayri bir anlasma ile de Azak Kalesi Ruslara
terk ediliyor ve onlarin Istanbul'da daimî bir elçi bulundurmalari kabul ediliyordu.
Karlofça Antlasmasi, Osmanlilarin toprak kaybiyla neticelenen simdiye kadar imzaladiklari
en agir anlasma idi.


I.Edirne Vakasi adi verilen bir ayaklanma ile Osmanli tahtina
III. Ahmet geçirildi (1703-1730). Rusya bu dönemde hem Dogu Avrupa hem de Karadeniz
istikametinde topraklarini genisletme gayesini gütmekteydi. Poltova yenilgisinden sonra
Osmanlilara siginan Isveç Krali XII. Sarl, iki ülke arasinda yeniden bir savasin
baslamasi için bir vesile oldu. Bu savas ile Osmanlilar, Karlofça'da kaybettikleri
topraklari tekrar kazanma firsatini bulacakti. Nitekim Prut'ta sikistirilan Ruslar (1711),
anlasma yaparak, Azak'i terk etmek zorunda kaldilar. Karadag'da isyan çikartan Venedik'e
karsi açilan savaslarda ise isgal altindaki Mora kurtarildi. (1715). Bu basarilar
üzerine, siranin kendisine geldigini düsünerek harekete geçen Avusturya, Osmanlilari
yenilgiye ugrattilar.


Temesvar ve Belgrat düstü. Osmanlilar Pasarofça Antlasmasini
imzalayarak (1718), Temesvar ve Belgrad ile birlikte Küçük Eflâk ve Kuzey Sirbistan'i
Avusturya'ya birakti. Dalmaçya kiyilarindaki bazi kalelerin Venedik'e terki mukabilinde
Mora muhafaza edildi. Osmanlilardin Balkanlar ve Orta Avrupa seferleri için staratejik
bir mevkiide olan Belgrat'in düsmesi, agir sonuçlar dogurmustur. Avusturya, Belgrat'tan
Balkan içlerine sarkmakta daha basarili olacaktir.

https://tr-ask.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz