YAVUZ SULTAN SELIM'IN BATI SIYASETI
Yavuz Sultan Selim'in, Bati devletleri ile olan münasebetleri,
onun hükümdarlik makamina geçmesiyle birlikte, cülûsu tebrik için gelen komsu
devletlerin elçileri ile baslamisti. Bu münasebetlerin baslangici ise onun, babasina
karsi giristigi hareket esnasinda, Rumeli'de bir sancak istemesi ve Hiristiyanlarla
mücadele edebilmesi için burada sayilari 25 bine ulasacak bir askerî birlik toplamasi
ile olmustu denebilir. Zira onun tahta çikisi esnasinda Avrupa'li hükümdarlar, hem
cülûsu tebrik etmek hem de mümkün olursa eski anlasmalari yenilemek üzere elçilerini
göndermislerdi. Fakat, Sehzâde Ahmed'in çikardigi isyandan dolayi hemen Anadolu'ya
geçmek zorunda kaldigi için gelen veya gelecek olan elçilerle fazla ilgilenemiyordu.
Bununla beraber, kendisini selamlamak ve himâyesini taleb etmek üzere gelmis olan Raguza
elçilerini fazla bekletmemis ve eskiden beri Osmanlilara vergi veren bu cumhuriyetin
temsilcilerine Bursa'da eski imtiyazlarini taniyan bir ahidnâme vermisti. l5l2'de verilen
bu ahidnâmede Sultan Selim, Raguza'lilarin verecekleri vergiler için "buyurdum ki,
sâbika babam tâbe serâhu zamaninda verdikleri l2500 filori sâl be sâl (her sene)
âdet-i kadime üzre elçileriyle dergâh-i muallama göndereler" diyordu.
Pâdisah, diger devlet elçileri ile de gerekli anlasmalari
imzalamayi faydali buluyordu. Çünkü Anadolu'da bir müddetten beri Kizilbaslarin
çikardiklari karisikliklari ve onlari tahrik eden Safevî Devleti'ni dikkate almadan
Bati'ya yönelmek akillica ve dogru bir hareket olmazdi. Bu sebepten dolayi bütün
Bati'li devletlerle dostça münasebetlerde bulunmayi lüzûmlu sayan Yavuz Sultan Selim,
bu anlayisin bir sonucu olarak onlarin elçilerine karsi mültefit davranmis, bu arada
Eflâk ve Bogdan'in gönderdigi hediyeleri kabul ettigi gibi, babasinin zamaninda, Bogdan
Beyi ile imzalanmis olan anlasmayi da yenilemisti. Bu muahede ile Bogdan kendisini Bâb-i
Humâyun'un tabii ve haraçgüzâri saymisti.
Yavuz Sultan Selim'in, Bati devletleri ile olan münasebetleri,
onun hükümdarlik makamina geçmesiyle birlikte, cülûsu tebrik için gelen komsu
devletlerin elçileri ile baslamisti. Bu münasebetlerin baslangici ise onun, babasina
karsi giristigi hareket esnasinda, Rumeli'de bir sancak istemesi ve Hiristiyanlarla
mücadele edebilmesi için burada sayilari 25 bine ulasacak bir askerî birlik toplamasi
ile olmustu denebilir. Zira onun tahta çikisi esnasinda Avrupa'li hükümdarlar, hem
cülûsu tebrik etmek hem de mümkün olursa eski anlasmalari yenilemek üzere elçilerini
göndermislerdi. Fakat, Sehzâde Ahmed'in çikardigi isyandan dolayi hemen Anadolu'ya
geçmek zorunda kaldigi için gelen veya gelecek olan elçilerle fazla ilgilenemiyordu.
Bununla beraber, kendisini selamlamak ve himâyesini taleb etmek üzere gelmis olan Raguza
elçilerini fazla bekletmemis ve eskiden beri Osmanlilara vergi veren bu cumhuriyetin
temsilcilerine Bursa'da eski imtiyazlarini taniyan bir ahidnâme vermisti. l5l2'de verilen
bu ahidnâmede Sultan Selim, Raguza'lilarin verecekleri vergiler için "buyurdum ki,
sâbika babam tâbe serâhu zamaninda verdikleri l2500 filori sâl be sâl (her sene)
âdet-i kadime üzre elçileriyle dergâh-i muallama göndereler" diyordu.
Pâdisah, diger devlet elçileri ile de gerekli anlasmalari
imzalamayi faydali buluyordu. Çünkü Anadolu'da bir müddetten beri Kizilbaslarin
çikardiklari karisikliklari ve onlari tahrik eden Safevî Devleti'ni dikkate almadan
Bati'ya yönelmek akillica ve dogru bir hareket olmazdi. Bu sebepten dolayi bütün
Bati'li devletlerle dostça münasebetlerde bulunmayi lüzûmlu sayan Yavuz Sultan Selim,
bu anlayisin bir sonucu olarak onlarin elçilerine karsi mültefit davranmis, bu arada
Eflâk ve Bogdan'in gönderdigi hediyeleri kabul ettigi gibi, babasinin zamaninda, Bogdan
Beyi ile imzalanmis olan anlasmayi da yenilemisti. Bu muahede ile Bogdan kendisini Bâb-i
Humâyun'un tabii ve haraçgüzâri saymisti.