ÇOK ŞÜKÜR...
Sarhoş bir Karadenizli, bir ayağı yolda, bir ayağı kaldırımda aksaya aksaya yürüyordu. Duru­ mu gören polis yaklaşıp sordu: — Hemşerim Bu kadar sar­hoş olmak için ne kadar içtin? Ne münasebet memurbey... Sen penum sarhoş oldu­ğumdan emin misun? — Kaldırımda nasıl yürüyordun? Bir ayağın sette,diğeri yerde... Ancak sarhoş böyle yürür! Karadenizli sevinçle ellerini yüzüne götürdü: — Sağolun memur bey! Penu o kadar rahatlattınızki... Doğrusu kendimi topal zannedeydum...
Sarhoş bir Karadenizli, bir ayağı yolda, bir ayağı kaldırımda aksaya aksaya yürüyordu. Duru­ mu gören polis yaklaşıp sordu: — Hemşerim Bu kadar sar­hoş olmak için ne kadar içtin? Ne münasebet memurbey... Sen penum sarhoş oldu­ğumdan emin misun? — Kaldırımda nasıl yürüyordun? Bir ayağın sette,diğeri yerde... Ancak sarhoş böyle yürür! Karadenizli sevinçle ellerini yüzüne götürdü: — Sağolun memur bey! Penu o kadar rahatlattınızki... Doğrusu kendimi topal zannedeydum...